Canlıların çeşitli tüketim ve bazı etkinlikleri sonucu temiz havanın doğal bileşiminde bulunan ana maddelerin değişmesi, havanın bileşimindeki maddelerin yapay ya da doğal yollarla eşik düzeyin üstüne çıkması ya da altına inmesi ile canlı ve cansız yaşama zarar verecek oranda bozulmasına hava kirliliği deniliyor.
Solunan havanın kalitesiz olması canlı yaşamını ve sağlığını olumsuz etkilediği kanıtlanmış durumda.
Son zamanlarda fiziki ve sosyal etmenler sonucunda oluşan hava kirliliği Adana ve Türkiye genelinde önemli bir sorun haline geldi.
Bunun çeşitli nedenleri olmakla birlikte en önemli nedeni hızla artan nüfusun beraberinde getirdiği hatalı ya da plansız kentleşme olduğu bilim insanları tarafından dile getiriliyor.
Bu nedenle bu çalışma ile kent planları tasarlanırken var olan kentler ve yeni planlanacak alanlarda kirli havanın tespiti için, alan ile ilgili verilerin toplanması, epidemik araştırmalar ile çeşitli hava kirliliği ölçüm teknikleri aracılığıyla kirletici türlerinin ve bu kirleticilerin sınır değerlerinin belirlenmesi önem taşıyor.
Ayrıca kentsel hava kirliliğine etkisi olan iklimsel oluşumlar, yeryüzü nitelikleri ve yapma çevre gibi alansal verilerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda elde edilen doğru veriler yardımıyla kentteki hava kirliliğini azaltacak bir modelin ilk adımı oluşturularak planlanmalıdır.
2018 yılında araştırmacı Funda Kök’ün araştırmalarının sonuçlarından da yararlandığım bu tespitte yerel yöneticilerin kentleri oluştururken ne kadar dikkat etmesi gerektiğini vurgulamak istedim.
Yanlış yere yapılacak kentlerin, yapılar nedeniyle sadece toprağın tarım dışı kullanılması sorununu ortaya koymadığı soluduğumuz havaya kadar olumsuzlukları beraberinde getirdiğini aktarmak istedim.
Bu vesile ile bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Yerel yöneticilerimizi yapacaklarını analiz edip, doğru seçelim.
Yoksa soluyacak hava bile bulamayabiliriz…