Tükiye’de üstü örtülmüş sorunlar var
Temel sorun bize “Sorun” olarak gösterilen sorunlar değildir.
Ana sorun, Dolar’ın yükselmesi değildir
Ana sorun, hukuk sisteminin doğru çalışmamaması değildir
Ana sorun, ekonominin doğru yönetilmemesi değildir
Ana sorun, Demokrasinin tam olarak işletilmemesi de değildir
Ana sorun şu anda “Sorun” olarak gördüğünüz sorunların hiçbiri değildir
Ana sorun çok başkadır, derindir, toplumu temelden sarsmaktadır.
***
Hatırlarsınız;
“Başörtülü bacıma saldırdılar” denmişti
Sonra başörtülü kadının bulunduğu mobese kameraları ortaya çıkmış, hiçbir olayın olmadığı kameralar tarafından kayda alınmıştı. Bu görüntüler TV’lerde yayınlandı
Ardından yine denmişti ki, “Başörtülü bacıma saldırdılar”
Yani “Gördüğünüze değil, söylediğimize inanın” mesajı verildi.
Sonra “Camide içki içtiler” denildi
Ardından cami imamı, “Allahtan korkarım, camide kimse içki içmedi” dedi
Ardından aynı söylem “Camide içki içtiler, Cuma günü açıklayacağız” dendi, Ancak, 52 Cuma geçti hala açıklanmadı!
***
İşte asıl "Sorun" olarak görülmesi gereken sorun budur.
Olmayan birşeyi varmış gibi göstermek ve buna inandırmaya çalışmak asıl sorundur.
Doların 5.20’lerde olması değildir sorun
Sorun, Doların 5,20’lerde olması gerçeğine inanmak değil, doların 5,20’lerde olmasının ardında sarosların, dış güçler gibi başka güçlerin neden olduğuna inanmaktır.
Yani burnumuzun dibindeki somut gerçeği değil, tarif edilemeyen varmış gibi gösterilen soyut gerçeğe inanmamız isteniyor.
Olmayan, elle tutulmayan, varlığı bilinmeyen şeyler üzerinden gerçeği bulanık görmektir asıl sorun.
FETÖ ile yanyana fotoğrafları olanların, FETÖ ile mücadele adı altında, asla FETÖ ile yanyana gelmemiş insanları FETÖ’cü gibi gösteme girişimi; elle tutulamayan “soyut bilgiler” üzerinden, burnunun önündeki somut gerçeği görmeyi engelleme anlayışının bir sonucudur.
Doların 5,20 Krş olmasını elle tutulmayan, belgelenemeyen, soyut bilgiler olan saroslara, dış güçlere, Türkiye’ye karşı oyunlara bağlayarak, elle tutulur, belgelenebilir olan ekonominin kötü yönetildiği ve üretim olmadığı gerçeğini saklama girişimidir.
Bu bir tercihtir.
Ancak, Millet bu siyasi argumanlar sonucu doğruyu ve yanlışı ayırt edemez konuma gelmiştir.
Son olarak “Kim milyoner olmak ister” yarışmasında sorulan “Çin Seddi nerededir?” sorusu Milletin içinde bulunduğu ruh halini net olarak ortaya koyma bakımından önemliydi.
Üniversite Mezunu bir genç Çin Seddi’nin “Çin”de olabileceğini daha doğrusu yanıtın bu kadar basit olabileceğini düşünemedi. “Biliyorum” dedi ama emin değildi. Seyirci ve Telefon Jokerini kullandı.
Joker’in dediğini yani “Çin”i onayladı ve bildi.
Evet Çin Seddi’nin “Çin”de olduğu gerçeğini net olarak bilememenin nedeni, doğru ile yanlışın bilerek ve isteyerek birbirine karıştırılmasıdır. Doğrunun flu, yanlışın net gösterilmesi sonucudur.
Artık insanlar, net olarak bildikleri şeylerden bile emin değiller.
Doğru’ların yanlışların arkasına saklanması sonucu Millet’in geldiği nokta budur.
Sorun, sağlıklı beyinlerin gördüğü yanlışlarda değildir
Sorun, doğrunun gizlenmesi için kafası yanlış bilgilerle beslenmiş ve oluşturulan sağlıksız beyinlerin doğru bildiklerinde saklıdır.
Ve sorun BÜYÜKTÜR.
Medyanın ele geçirilesi bu nedenledir.
Ve sırf siyaset için bu düşünce devam ettirilirse; ekonomi, demokrasi, hukuk sistemleri düzeltilse bile gelecekte doğruyu yanlışı ayırt edemeyen, sağlıklı beyinleri olan Millet’i bulamayacaksınız.