CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Adana’ya hoş geldiniz.
İzninizle bugün siz, müstakbel Başbakanımıza, başka her türlü mensubiyetimden, sıfatlarımdan uzak, sadece “Adanalı” olarak Adana’nın durumu ve CHP İktidarından beklentileri aktarmak istiyorum.
Önce Devletin resmi rakamlarıyla, bir zamanların “Fabrikalar Kenti”, Ülkenin sanayide, ekonomik gelişmişlikte 3üncü, genelde 4üncü büyük şehri, geniş bir hinterlandın metropolü Adana için, Devlete ait TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre bir “Durum Tespiti” yapalım:
Adana, 1- Kişi başına düşen kamu yatırımları, 2- İşsizlik rakamları, 3- İllerin sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi sıralaması ele alındığında, ‘dibe vurmuş bir il’ görüntüsü sergiliyor.”
Söz konusu verilere nazaran
1) Adana 2012 itibarıyla kişi başına kamu yatırımlarında 126 lira ile 81 il arasında sondan ikinci, 80 sırada yer alıyor. (Türkiye ortalaması 404 TL.) ;
2) 2009’da Türkiye işsizlik ortalaması % 14 iken bu rakam Adana’da % 26.5; 2011 de Türkiye ortalaması % 9.8 iken de Adana ortalaması % 13.5 olmuş.
3) Sosyo-Ekonomik gelişmişlik sıralamasında Adana’nın yeri ise: 1997 de 9uncu, 2003 yılında 8 inci iken 2011 yılında Adana 16 ıncı sıraya gerilemiş vaziyette!
4) Adana, sahip olduğu potansiyel ve geçmişteki vaziyetine kıyasla bugün, maalesef, Genel Bütçeye verdiği/Bütçeden aldığı mukayesesinde, “kendi kendine yeten iller” arasında dahi değildir.
Bir zamanlar yurdun dört bir tarafından insanlarımızın “ateşe koşan pervaneler” misali iş ve aş aramaya koştuğu Adanamız, “Devletten aldığı yardımlarda sondan ikinci; İşsizlikte ise şampiyon ise, halimizi anlatmaya daha fazla söz gereksiz değil mi, Sayın Lider?
AKP’nin 10 yıllık iktidarında kelimenin tam anlamıyla “dibe vuran” Adana’mızın “hali pürmelali”ne dair “Olumsuz”Göstergeler bunlarla da bitmiyor: 1) Adana artık Bütçeye verdiğinden daha fazlasını alan, 2) “Orta Gelir Tuzağı”na maruz illerimiz arasında yer alan bir Vilayet “Devr-i Tayyip”te Sevgili Kılıçdaroğlu!
Son bir söz daha edip bu faslı kapatacağım değerli CHP’nin kıymetli Genel Başkanı; Pamuk diyarı “Beyaz Altın”ın başkentinde artık fabrikalarımızda kullanılan pamuk, aralarında Yunanistan gibi, çok değil yirmi yıl önce Adana pamuğunu alan ülkelerden ithal ediliyor;
Tıpkı hayvancılıkla meşgul üreticinin hayvanına yedirdiği “Saman”ı ithal ettiğimiz gibi…
Çok değerli Genel Başkan,
Anlaşılıyor ki bu saman ithalatı sürekli olacak zira AKP’nin “bütünşehir” yasasıyla ortadan kalkan köylerin “ortak malları” bu meyanda “mer’alar” da ya yabancılara satışa çıkarılacak, ya da TOKİ’ye verilecek; sözün özü, Çukurova’da tarımın yanında hayvancılığa da elveda demek üzereyiz.
Sanayimiz de aynı akıbete duçar oluyor bir süredir. Yanlış ve Adana aleyhine sonuç veren (komşu illere verilen teşviklerden Adana’yı mahrum eden) “Teşvik Sistemi sonucu yatırımcı Adana’yı tercih yerine terk ediyor.
Tıpkı kentin artık “göç veren” duruma gelmesi gibi; Adana, resmi, verilere göre yılda 57 bin göç verirken 40 bin göç aldığından “net” olarak göç veriyor.
Üstelik dışa gidenler “cebi, beyni dolu” nitelikli hemşehrilerimiz, gelenler ise o eski “fabrikalar kenti” hayali ile gelen vasıfsız ve birikimsiz gurbetçi insanlarımız!
Daha bitmedi Sayın Lider, bir de Adana’nın ortasına konulmakta olan “Bomba” meselesi var:
Mutlaka bilmektesiniz, Adana’mız, nüfus kompozisyonu bakımından bir “Ebru”dur. Evet, EBRU, MOZAİK değil!
Çünkü farklı nitelikte malzemenin çimentoyla birleştirildiği “Mozaik” kırılırsa, her farklı parça ayrı ayrı kimliğiyle farklılığını koruyarak açığa çıkar;
Ancak “Ebru”da her farklı renk birbiriyle iç içe geçip kaynaştığından, ebruyu parçalarsanız dahi onlarca “ebrucuk” çıkar, kaynaşmış, kenetlenmiş, tıplı “et ile tırnak” gibi olmuş olarak!
İşte bu Adana “EBRU”sunu parçalamak istercesine, Baklalı köyümüzün mezrasına, Suriyeli “sığınmacıları” “El Kaide”cisinden, “İslami Cihat”cısına, “Selefisine” yerleştirmekteler; Sanki Adana’da bir K.Maraş, bir Çorum vb. yaratmak ister gibi….
Görüyorsunuz ki Adana, aynen Türkiye gibi, vaziyet 1919 Mayıs’ını andırıyor.
Adanalı ise bu durumda bütün küçük ve bir yana bırakılabilir garklılıkları kenara koyup, “Söz konusu Vatansa gerisi teferruat” deyip Atatürk’ün Partisinde, CHP’de birleşerek, Lozan’ı Sevr’e ezdirmeme kararlılığında Muhterem Genel Başkanım!
Aslını inkar edene ne denildiğini de, güneşin balçıkla sıvanmayacağını da cümle alem biliyor Sayın Kılıçdaroğlu;
Toplu iğneyi dahi yapamayan bir imparatorluk kalıntısından bugün sata sata bitiremedikleri; egemen, onurlu ve mazlum milletlere ışık olmuş bir çağdaş ülke yaratan Atatürk’ün Ulusunun, O’nun emanetini “Kutsal” bilenlerin başardıklarını, “balık” inkar etse de “Hâlik” bilmekte;
Adana’mızın “yeniden yükselmesi” öz kaynaklarımıza, başta tarım, saniyen tarımsal hammaddelerde dayalı sanayi ve bölgenin turizm potansiyelini harekete geçirmekle sağlanacaktır.
Böyle bir “Yükseliş” elbette AKP’nin dışa bağımlı, gayri milli, ülkeyi “açık Pazar” ve “ucuz işgücü cenneti” yapan anlayışını terk edip, “reel sektör ağırlıklı, üretim ve istihdam öncelikli ekonomik politika ile sağlanacaktır.
CHP’nin, Cumhuriyet Türkiye’mizde başardıklarının aynını, şimdi de Adana’yı yeniden yükseltirken uygulamasını bekliyoruz.
Sizin bu ziyaretinizin de, ufuktaki CHP “Yerel” ve “Genel” iktidarında, Adana’yı yeniden “Bölgenin Kutup Yıldızı” yapacağına emin olarak, bir “Sade Adanalı” sıfatımla “Hoş geldiniz, başarılar” diyorum…