Güzelyalı Mahallesi'nin 81030 ile 81049 sokakları arasında bulunan parselde ikamet eden vatandaşlar bu aralar oldukça tedirgin. Çünkü sözkonusu yerlerde bulunan parseller Adana Büyükşehir Belediyesi'nin son 1/5 binlik planlarında riskli alan (afet alanı) olarak gösterilmiş. Vatandaşlar durumlarının ne olacağını sorguluyor.

Orada ikamet eden genç bir okurumuz konuyu takip ediyor. Bizi de mail bombardımanına tuttu. Hatırlanacağı üzere yıllardır sürüncemede kalan 1/5 binlik planlar birkaç ay önce Büyükşehir'de kabul edilerek hayata geçti. Güzelyalı'nın o lüks villalarının arkasında kalan, göle yakın ve adı gibi güzel manzaraya sahip düşük katlı evlerdeki vatandaşlar kentsel dönüşüm beklerken 'afet alanı' içerisinde kaldıklarını öğrenince kara kara düşünmeye başladı. Vatandaş, kat yoğunluğu verilip parseller birleştirilerek dönüşüm sağlanacağına dair beklenti içindeyken tam anlamıyla hüsrana uğramış.

Hakan Aytekin isimli genç, bir komşusunu da alarak -araştırmacı yönüyle- Büyükşehir Belediyesi'nin yolunu tutmuş. Belediyenin ilgili birimi son imar planında sözkonusu yerlerin afet bölgesi ilan edildiğini kendilerine bildirmiş. Bununla yetinmeyen genç okur, Büyükşehir'e verilmek üzere bir de dilekçe yazmış.

Dilekçesinde özet olarak adı geçen sokaklardaki parsellerin birleşiminin yapılarak ve civardaki apartman ve kat yoğunluğu verilen parseller emsal alınarak hak sahiplerinin mağduriyetinin giderilmesini istemiş.

Meclisten bir karar geçmişken Hakan Aytekin'in isteği yerine getirilir mi bilinmez. Ancak bizler vatandaşın serzenişlerine kulak kabartmak zorundayız. Bu nedenledir ki 81030 ile 81049 sokaklar arasındaki parsellerde yaşayan vatandaşların akıllarındaki soru işaretlerini ilgili ve yetkililere aktarmak istiyorum.

Bakın Hakan Aytekin neler söylüyor:

"Bizim bölgemiz riskli alan ilan edildiyse sonucumuzun ne olacağı belli. Belediye vasıtası ile evler ya kamulaştırılacak ya da bizleri hazır TOKİ evlerine yönlendirecekler. Şu an 81030 ile 81049 sokaklarındaki ev sahipleri bu durumdan haberdar oldu ve hayretler içerisinde kaldı. Bundan sonra söyleyeceğim sözler kendimle beraber komşularımın da ağzından dökülenlerdir. Yanıbaşımızda yüzlerce yüksek katlı binalar inşaa edildi, hem de çok komik mesafede, en çok 30 metre. Bina dediğime bakmayın içlerinde 'Residence' bile var. Kat yüksekliği de azımsanmayacak ölçülerde. 22 katlı bina bile mevcut. Orduevi zaten yanı başımızda. İşin özüne gelecek olursak. O binalar yükselirken bizim yerler neden afet alanı oldu? Risk varsa o binalar da yapılmamalıydı. Zeminde hiç bir farklılık yok. Herşey aynı. Birbirimizi kandırmayalım.

Adana Büyükşehir Belediyesi'ne vereceğimiz dilekçemizde de belirtildiği üzere biz diğer yapılan konutlara verilen eşit haklara sahip olmak istiyoruz. Belediyenin veya başka kurumların bize dayattığı haklara değil. Bizim yerlerin birilerinin kâr alanı olmasını hiç istemiyoruz.

Kimse evlerini, arsalarını kolay kazanmadı. Emeği ile, dişinden tırnağından arttırarak aldı ve ev yaptırdı. Benim babamın evimizde 40 yıllık emeği var. Yetkililere son sözümüz şudur ki; Elinizi vicdanınıza koyun. Diğer yoğunluğu verilmiş parseller gibi hakkımızı verin ve son kararı bizlere bırakın. Saygılar."

Ben aracılık yaptım sadece...

İyi haftalar...