Sabah kalktığımda umutsuz bir havayı soluyorum ciğerlerime. Yorganım kurduğum hayallerle sıcacık olmuş, gözlerim kısık, tenim yumuşacık, saçlarım yastığıma sereserpe uzanmış.Bulutlar karanlık ve mayhoş; pencereden baktığımda..Aynı uyanıyorum uzun zamandır.Aynı tedirgin duygular, ürkek beklentiler var kafamda.
Barışın yüzünü unutmuş bir dünya var burada. Başka bir yer var mı bilmiyorum?? Bildiğim ve her gün acısını duyduğum savaşa yenik düşen nemli gözbebeklerinin ardında saklanan korkuyla küçücük bedenler.. İnsan neden var dediğimde, hoşuma giden SADECE birkaç şey gelebiliyor gözümün önüne. Bir yenme içgüdüsü milletlerde. Bir yetinememe coşkusu. Canavarlara benziyor ülke liderlerinin duruşu.
Gördüğüm her şeyde, biraz savaş kokusu var. Kocaman ve kurtuluş için atan yüreklerle, devasa direnişlerle uluslara ilan olan ülkemin, bu değerlere direnişi son buldu çook önce.. Akademisyenler, doktorlar, gazeteciler..Şimdi de komutanlar. Bir yılanın hikayesini okuyoruz uzun zamandır. İçimiz sine sine, acıya acıya, gerile gerile ve her saniye yaşayarak ağlıyoruz içimizde.
Hani diyoruz? Nerede Türkiye’yi Türkiye yapan yüce lider! Ölümsüz olmalıydı diyoruz. Olmalıydı ki tek tanrısı o olsu ülkenin. Yüce Allahın liderliğinde önderlik etsin sonsuza dek milletimize.
Bir kabulleniş halkta yılanın senaryosunu. Neden diye sorduğumda , aklıma gelen tek şey nerede Türk milleti! Eller hep ayrılmış birbirinden. Hipnoz olmuş gözler, beyinler..Karanlığa itiyorlar günden güne.
Şimdi tek haykırış, ‘’uyanın millet!’’ olabiliyor! Başka çıkarlar uğruna vazgeçmeyelim ONURumuzdan, ÇAĞDAŞlığımızdan, TÜRKİYEmizden!
Yorumlar