Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç önceki gün 28 Şubat’ı değerlendirmiş. Türkiye’nin demokratikleştiğini, özgürleştiğini, AB standartlarında bir hukuk ve demokrasi standardı yakaladığını anlatmış.
Pek söylenecek bir şey bırakmamış Arınç.
Son noktayı koymuş (!)
Meğer, Başbakan’ın köşe yazarlarıyla ilgili sözleri gerçek demokrasinin göstergesiymiş. (!)
Meğer, AKP’li Avni Doğan’ın “fişleme” sözleri de demokratikleşmenin, özgürleşmenin kanıtıymış. (!) Onun için Avni Doğan’ın sözlerine tepki göstermek abesle iştigalmiş,
Meğer, bir başka AKP’li Ahmet Aydoğmuş’un AKP’ye karşı olan herkesin kanı bozuk olduğunu söylemesi de demokrasinin yaşama geçtiğinin göstergesiymiş. (!) Aydoğmuş’a tepki göstererek böylece demokrasiye, özgürlüğe karşı olduğumu da anlamış oldum. (!)
Meğer, Bülent Arınç’ın “tükürük açılımı” da demokrasi ve özgürlük sınırları içerisindeymiş haberimiz yokmuş, (!)
Meğer, Arınç “Tuuuu size” dediğinde “Yarabbi şükür” diyerek ellerimizi yüzümüze götürmediğimiz için bu kez “Yuuhh size” demiş.
Meğer, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu da bizim gibi anlama özürlüymüş. Demokratikleştiğimizi ve özgürleştiğimizi anlayabilseydi, Arınç’ın odasını bastığını söylemezdi. Arınç sadece “açık kapıdan içeri girdi”. Çok ayıp ettiniz Sayın Mumcu, Arınç’tan özür dilemelisiniz (!)
Meğer, yüksek yargı organları da demokratikleştiğimizden ve özgürleştiğimizden bihabermiş. Haberdar olsalardı hukuku en iyi bilmesi gereken yüksek yargı organları bazı uygulamalar için, “Ağır hukuk ihlali var” der miydi?
Meğer, iktidarın “Hukuk herkese lazım” sözü milletvekillerini kapsamıyormuş. (!) Böylece, herkesin demokratikleştiğimiz ve özgürleştiğimiz için yargılanabileceğini ve hesap verebileceğini ama milletin vekillerinin yargılanamayacağını, vekili oldukları millete hesap veremeyeceğini de öğrenmiş olduk. Ne için; demokrasi ve özgürlük için tabii ki...
Meğer, zorunlu din derslerinin demokratikleşme ve özgürleşme kapsamında değerlendirilmesi de yanlışmış. (!) Bunu da öğrenmiş olduk.
Meğer, demokratikleşen ve özgürleşen toplumlarda Başbakanlar karikatürlerle hicvedilemezmiş. (!) Başbakan onun için o karikatüristlere dava açmış. Bunu da öğrendik
Meğer, RTÜK’ün son beş yılda verdiği bin 453 cezayı hak eden programların hepsi demokratikleşme ve özgürleşme sürecini baltalamış. (!)
Meğer, ben ne salak bir adammışım. (!)
Meğer, hiçbir şey bilmiyormuşum. (!)
Sağolsunlar şimdi çok şey öğrendim. (!)
Benim yaptığımda çok ayıp değil mi?
Gerçi ayıp denmez.
Ne demiş atalarımız: “Bilmemek değil öğrenmemek ayıp”
Hepsi bizim için.
Hepsi demokrasi ve özgürlüklerimiz için. (!)
Demokratikleşiyoruz, özgürleşiyoruz (!)
Yaşasın demokrasi, yaşasın özgürlük...
...
Boşversenize ya...
Kimi kandırıyorsunuz?..


Kaynak : Çukurovapres Gazetesi