8 yıl önce aramızdan ayrıldı Seyit Ali Akgül. İlkelerinden, duruşundan, yaşam tarzından ve prensiplerinden taviz vermeyen gazeteci büyüğümüz Seyit Ali Akgül’ü tam 8 yıl önce kaybettik.
Aralık’ın 3’ünde, soğuk bir gecede cinayet gibi bir kaza aldı götürdü Seyit Ali Akgül’ü… Vicdan ve merhamet duygusundan nasip almamış bir zat, aracıyla çarptığı Akgül’ü oracıkta bıraktı. Kaldırıma savurduğu bir ‘değer’i gözünü kırpmadan ölüme terk etti. Kaçması yanına kar kaldı. Savcı ‘kasten adam öldürmeye teşebbüs’ dedi. Avukatları ‘bir insan’ı ağır yaralı olarak bırakan zavallıyı öyle bir savundu ki… Neyse, siz sormayın, ben de anlatmayayım. Yazılarında, konuşmalarında, sohbetlerinde ‘küfre’ set çeken Seyit Ali Akgül’ün hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
*
Seyit Ali Akgül’ün ölümü herkesi yıktı elbette… Eşi ağladı, çocukları ağladı… Gazeteciler ağladı… Seveni, sevmeyeni… Herkes ağladı…
Bu kentin gelişimine kendi deyimleriyle ve orijinal fikirleriyle katkı sunmaya çalışan bir ‘adam’ın öyküsü kısa sürmemeliydi.
‘Adana gelişmiyor, genişliyor’ tezini savunurken ortaya koyduğu argümanlar, olaylara bakış açısı, doğduğu ve doyduğu kentlere (Kayseri – Adana) olan sorumluluğunun yanı sıra ülke gündemine ait çarpıcı, bir o kadar isabetli yaklaşımları bugün yine hafızalarımızı zorlamalıydı. Gazeteciliğin; düşünmeyle, gelişmeyle, okumayla, fikir üretmeyle, gündemi takip etmek yerine gündem oluşturmayla anlam kazanacağına olan inançlı yapısı bugün yine bize ışık tutmalıydı.
Eleştiren, sorgulayan, hür iradeyle gazetecilik yapılabildiğini kanıtlayan eşsiz bir insanı, Seyit Ali Akgül’ü tam 8 yıl önce bugün kaybettik…
Biliyoruz; dövünmemiz, ağlamamız, ağıtlarımız, bir vicdansıza, bir densize karşı taşıdığımız hırs geri getirmeyecek Seyit Ali Akgül’ü…
‘O’nun ardından yaşadıklarımız kadar yazdıklarımız da zor elbette…
‘Adam gibi adam’ı, hayata karşı duruşu, bu duruşa özgü mücadelesi, kendine has demli çayı, vazgeçemediği rakısıyla hatırlıyoruz şimdi… Tecrübeleri, fikirleri ve yaşanmışlıklarını bize miras bırakan Seyit Ali Akgül’süz geçen 8 yıl bize yeni şeyler de öğretti elbette...
‘O’nu hatırladıkça çok şey öğrenmeye devam edeceğiz…
Unutmayacağız…
