Sen kimsin!? 
Nereden alıyorsun bu gücü? 
Kime, neye güveniyorsun?
Batmış bir belediyeyi düzlüğe çıkarmak, belediyeyi aylarca maaş alamayan binlerce personelin maaşını düzenli öder hale getirmek senin haddine mi?
*
Sen kimsin de siyaset üstü davranışlar sergileyip tüm siyasi partilere eşit mesafede duruyorsun?
Niye herkese karşı bu kadar samimi ve önyargısız yaklaşıyorsun, dost var düşman var? 
Görüşmek isteyen herkesle görüşmek de nedir? 
Biraz ulaşılmaz ol be kardeşim? 
Ulaşılmaz olursan hem herkes gücünden çekinir hem de kafan rahat eder. Herkesin derdini dinlemek, herkese zaman ayırmak, sorunlara çözüm bulmaya çalışmak yakışıyor mu ?
*
Bu kadar mütevazı olmak da nedir? Bürokrat dediğin mütevazı olmaz, bürokrat dediğin kudretli olur. Kuruma geldiğinde asansörün biri yarım saat önce güvenlik tarafından boşaltılır, çalışanların kullanımına kapatılır, asansörde tek başına, kimse rahatsız etmeden çıkmanın zevkini yaşar.
“Asansörü tutmasınlar” diye 7 katı yürüyerek çıkarak ne yapmaya çalışıyorsun?
Derdin ne? Ver talimatı güvenliğe keyfine bak!
*
Hangi akla hizmet edip de bugüne kadar kurumsallığın ‘k’sinin bulunmadığı belediyede kurumsal bir yapı kurup, “kurumsal kapasite yükselsin” diye uğraşıyorsun?
*
Deli misin divane misin?
Hazine Bakanlığındaki, üniversitelerdeki, araştırma merkezlerindeki görevlerini bırakarak Adana’ya gelinir mi?  
Maaşın düşmesine rağmen sesini çıkarmayıp, Adana’yı, Adanalıları düşündüğün kadar eşinin, çoluk çocuğunun rızkını niye düşünmedin? 
Ankara’da devletin merkezinde görev yapan başarılı bir bürokratken maddi pazarlık yapmadan ne diye aile düzenini bozup evini Adana’ya taşıdın?
 Çok safsın sayın Genel Sekreter Vekili Ergül Halisçelik?
*
Göreve başlamanın üzerinden bir seneden fazla geçmesine karşın atama yazın dahi yazılmadığı,  Genel Sekreter Şaban Acar görevden alınmadığı halde, kişisel ihtiraslara kapılıp görevini aksatmadan nasıl bugüne kadar bu kadar idealist bir şekilde görev yaptın?
*
İnsan en azından belediye şirketlerinde yönetim kurulu üyeliği ister!
Karşı çıkılır mı böyle görevlere? 
Zaten “Genel Sekreter” olarak atanman için Bakanlığa yazın dahi yazılmamış; bari birkaç yönetim kurulu üyeliği kapsaydın da oradan gelecek maaşlarla biraz birikim yapsaydın kötü mü olurdu?
*
Ya makam aracına ne demeli?
Garajda duran “Audi A8 L” varken Passat’a binilir mi ya? 
“Belediye bu durumdayken, çalışanlara maaş ödemekte zorlanırken Audi’ye binmem” ne demek kardeşim? Hain misin sen? 
*
Duyduğuma göre çakarlı araçlara da karşıymışsın!
Sen hiç çakarlı araca binmemişsin anlaşılan. 
Binseydin ne ışıklarda dururdun, ne de polis durdururdu? 
Benden söylemesi ; bir dene bak, ne kadar güzel bir şey.  
Sıkışan trafikte bekleme derdin yok, kırmızı ışıkta durmak yok, oh ne güzel hayat!
Hiç mi belediyenin itibarını düşünmedin? İtibardan tasarruf olmaz Ergül bey! 
Sen böyle yapınca daire başkanları da müdürler de lüks makam araçları kullanamıyor senin yüzünden. Ayıp çok ayıp!
*
Tamam anladık ekonominin uzmanısınız da bu kadar da tasarruf olmaz ama…
Sen mi kurtaracaksın belediyeyi?
Bugüne kadar hiç kimsenin böyle bir derdi olmadı, işler hep tıkır tıkır yürüdü. 
Nasıl olsa bu kentte yaşayanlar ödüyor belediyenin borçlarını. 
Bırak kardeşim ya, bırak da lüks, şatafat  tutkusu devam etsin. 
Dedik ya itibardan tasarruf olmaz! 
“Audi görünümlü Murat 124” olarak kalsın belediye, ne diye sınıf atlatmaya çalışıyorsun?
*
Koruma ordusuyla da dolaşmıyormuşsun, olur mu öyle şey, saf mısın sen? 
Koskoca Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Vekili böyle gezer mi ?
Racondan da bihabersin anlaşılan. 
Sana dost tavsiyesi :
Önce o garajdaki A8’i makam aracı yap, üzerine çakar da taktır. 
Şimdi kullandığın Passat’ı koruma aracı olarak tahsis et. 
A8’in önünde ve arkasında birer koruma aracıyla çık Adana sokaklarına, açtır sirenleri, Adanalılar Genel Sekreter görsün. 
Hele bir de korumalar hareket halinde araçtan atlayıp yanında koştu mu tamamdır.
Ah ahhhh. Bu imkanları niye kullanmaz insanlar anlamak güç!
*
Niye milletin parasını böyle kılı kırk yararak kullanıyorsun?
Ne diye şeffaf, hesap verebilir bir yönetim anlayışı oluşturmaya çalışıyorsun?
*
Hele kargalar kahvaltısını yapmadan belediyeye girip, en son çıkan olmak, hafta sonunda bile işe gitmek nedir?
Diğer çalışanlara çok kötü örnek oluyorsun, insan en azından ailesiyle hafta sonunda kahvaltı keyfi yapar!
Öğrencilik dönemlerinde futbol aşkın ve yeteneğinden dolayı “baret” lakabını takmışlar. Sporu bu kadar çok seven bir adam kendi evlatlarıyla halı saha maçı da yapmaz mı ya?
*
Koskoca Genel Sekreter Vekilisin tüm akrabalarını ihya etme imkanına sahipsin.  Yapsan kimse  sesini çıkaramaz ama sen ne yapmışsın öyle?
Ticaretle uğraşan akrabalarına belediye ile iş yapma ambargosu koymanın mantığı nedir arkadaş? 
*
Eşine az rastlanan, toplumun unuttuğu ahlaki değerleri benliğinde taşıyan, yozlaşmamış örnek bir kişiliksin ama yazık değil mi sana, yazık değil mi ailene, dostlarına…
Kişilikli, ilkeli, etik değerleri önemseyen yöneticiler sevilmez Ergül bey…
Barınamazsın buralarda, barındırmazlar. 
*
Tekere çomak sokanı, rantı, talanı engelleyeni sevmezler.
Yükselen değerleri hazmedemez güç odakları. 
Yol arkadaşlarına rakip olduğunu yayar fısıltı gazeteleri, aşılmaz engeller çıkarırlar önüne. 
Karanlıkta yaşayanlar ışıktan korkar Ergül bey!
Adana sizi çok sevdi ama bir elin parmakları kadar da olsa sevmeyenler, yaydığın ışıktan rahatsız olanlar barındırmaz sizi… 
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın en doğru tercihlerinden birisiniz. 
Başkan Karalar bu tercihi nedeniyle teşekkürü hak ediyor ama umarım sizi koruma konusunda da aynı tavrı gösterir ve Adana’da yönetim devrimini birlikte gerçekleştirirsiniz.