Bir evlat büyüt, öyle soylu ve boylu, haksızlıklara karşı öyle hoyrat. Say ki güler yüzlü, sevgiyle dolu yüreği, umut dolu bir öykü. Hadi durma, tak koluna yılkı atlarını rüzgarda savrulan yeleleriyle… Yeryüzünde yalnız bırakma mazlumları, uzat elini yüreğine kat. Sen ki; sebepli sebepsiz, bakışlarında hüzün barındıranlara, germedin mi kol kanat? Değerlerin var, vicdanın var, gecelerden büyük günlerin kadar. İnsansın, insanları seven bir cansın. Bir adres gibi belki sorsan karanlığı bilemem, gecelerde bir adım ötemi göremem. Ben güne bağlıyım, günde mutluluktan ağlayanım. Bundandır ki; bakışlarında yer eden kardeşliği ve umudu kimseye sildiremem. İnsansın, insanları seven bir cansın… Öylede kalmalısın. Sevgin büyüsün ve her yanı sarsın.
Şu hayatta, derinden derine düşündüklerimiz, sevdasıyla başımızı döndürüp sevdiklerimiz var. Atamız bilip, elini öptüklerimiz, karşılıksız sevgiyle elinde büyüdüklerimiz, örnek alınacak kadar. Yerine bir şey koyamayacaklarımız, yokluğuna alışamayacaklarımızdır, gözlerimizden gidişleri ömre zarar. Sesini duymaktan mutlu olduklarımız, sedasıyla huşuya daldıklarımız, yaralarımızı iyileştirmeye yarar. Ne vazgeçeriz onlardan, nede tebessümlerinin kirpiklerinde yaşa dönmesini isteriz. Gözümüz gibi bakarız, gözümüzden sakınarak yaşatırız. Sen aşk dersin buna, bense meşk. Aşkı büyüsünde, meşkinden biliriz. Severiz. Sevdiklerimiz var. İnsanız, insanları seven bir canız…
Dipdiri duygularla büyütüp beslediğimiz, tertemiz sevgilerdir var oluşu anlamlı kılan sevdiklerimize. Kimi zaman aşkına dalıp mecnun misali, meşkiyle bir martı kanadında leyla kadar güzel olurum. Süzülür süzülür, martı çığlıklarımla mecnuna giden yolumu bulurum. Kanatlarımda özgürlük, kanatlarımda herşeye rağmen yarınlara gururla bakan, umut dolu mütevazi bir üstünlük. Bir emekçinin eli kadar temiz ve umut dağıtan günlerden kalan eskimiş bir yıldız olsada, yüzümüz hep ışığa dönük. Sevgiyle düzelir herşey biliriz. Her yanımız sevgi, herkesi severiz. Çünkü insanız, insanları seven bir canız…
Dalarım zaman zaman denize. Hırçın yanlarımı dindirip, denize olan sevdamı teselli ederim. Düşünürüm uzun uzadıya… Ya denizler olmasa, ya o duygular yaşanmasa yok olup giderim. Varlığıma sevgidedir sebep bilirim. Aşımı ekmeğimi ondan alırım, döner dolaşır ona ulaşırım. Ve yine dalarım bir bıçkın delikanlı, evladını doyurmak isterken anne edalı. Konarım bir vapura, yorgunluğuma direnç gösteren kanat çırpınışlarımla. Vapurda çalan düdük, konuşan sevgiye muhtaç insanlar, yaşamı anlatırlar. İşte bu yüzden, her kanat çırpışımda sevgi çoğraltırım, mutluluk büyütürüm. Çoğalttığım sevgileri, yeryüzünde tüm canlılara yağmurla harmanlayıp götürürüm. Sevgiyle büyürüm, sonra sevgileri tüm gözlerde görürüm.
Dedim ya;
İnsanız, insanları seven bir canız…
En azından;
Canız, canları seven bir insan olmalıyız…