Milletin yetki vererek iktidara egemen kıldığı yöneticiler; kapitalistleşerek, inadına dünyevileşerek, hatta bir kısım dini cereyanları emperyalizm ile yüksek dozda ilişkiye sokarak bir konjonktür vücuda getirmişlerse, adına millet egemenliği de dense, netice gayri meşrudur.
Emperyalizmin hakim olduğu bir ülkede hangi açılım yapılırsa yapılsın, hangi Anayasa değişikliği yapılırsa yapılsın ve hangi referandum oylaması yapılırsa yapılsın, tüm neticeler gayri meşrudur.
Türkiye’yi pazarlıyoruz mantığı ve devleti küçültüyoruz iddiasının neticesinde, emperyalist ülkelerin şirketleri benim ülkemde ezici ve orantısız bir boyutta devleşiyorsa, tüm liberal gayretler boş ve her netice gayri meşrudur.
Emperyalizm; hakim olduğu alan ve coğrafyalarda kendisine uygun yasaları ve uygulamaları hakim kılmak isteyecektir. Emperyalizmin ifade olarak kendisi meşru olmadığından bile yola çıkılarak, tüm kurum ve savlarının gayri meşru olacağının iddiasında bulunmak, öngörü kabiliyetine ihtiyaç duymayacaktır. Zira bir ülke dahilinde emperyalizm elbette gayri meşru algılanmalıdır ve milli olmak ise, çok tabi ki; meşru sayılmalıdır.
Şayet ülkemizde özel teşebbüsün 200 milyar dolar borcu, devletin 220 milyar dolar borcu, millet olarak ferdin 110 milyar dolar borcu ve bu ülkenin nihai olarak toplam 530 milyar dolarlık devasa bir borcu varsa; doğal ve meşru olan hiçbir şey yoktur ve aksine ifade edilen her netice gayri meşrudur.
Eğer benim ülkemde; üretimin önüne, tarımın önüne, hayvancılığın önüne, sanayileşmenin önünde son sekiz seneden beri takozlar inşa edilmiş, ancak emperyalizmi kanlandıracak tüketim sarhoşluğu ise adeta teşvik edilmişse, ülkemde üretim ve tüketim arasında müzakere edilmeyen bir öldürücü kriz var ise, konuşulan tüm ekonomik politikalar gayri meşrudur.
Batıdan mal bulmuş mağribi gibi demokrasi, özgürlük ve insan hak ve hürriyetleri dilenen egemen yöneticilerimiz; köklü tarihimizin, şanlı geçmişimizin ve şerefli medeniyetimizin miraslarından istifade etmek yerine, mermerleşmiş birliğimize nifak zehri döken emperyalizmin öğütlerine kulak kabartmakta iseler, aldıkları kazanımlarının tamamı gayri meşrudur.
Emperyalizm; hiçbir ülkeye demokrasi getirmemiştir. Emperyalizm bir ülkede kök salmış ise; o ülkede seçimler yolu ile bile bu kuşatmadan kurtulabilmek çok mümkün değildir. Küresel güçlerin kitle iletişim aygıtları ile yönlendirdiği ve her türlü dünyevi imkanlarla desteklediği bir seçimde küresel kuşatmadan sıyrılmak çok kolay olmayacaktır. Bu gün milletimizin temel sorunu demokrasi, özgürlükler ve insan hak ve hürriyetleri değildir. Temel ödevimiz ve bilmemiz gereken görevimiz; yurdumuzu içerisine düştüğümüz bu emperyalist kuşatmadan kurtarmaktır. Milletimizi emperyalizmin elinden kurtarmadan hiçbir mücadeleyi kazanamayacağımızı bilmemiz haricindeki tüm söylemler gayri meşrudur.
Türk Milleti’nin geçtiğimiz asrın başlarında; mazlum tüm dünya milletlerine örnek teşkil eden ve emperyalizme karşı verdiği yüksek mücadelenin sonsuza kadar önümüzü aydınlatacak bir reçete olması meşrudur, ancak bu parolaya kulak tıkayan tüm fikri savunmalar ve açılımlar ise gayri meşrudur. Hoşça kalın.