Adana’da yaşanan gelişmeler hem genelde hemde habercilik olarak özelde son derece utanç verici boyutlarda. İşleyen bir yargı süreci varken hukuk sürecine tecavüz eden AKP uygulamalarının bir yenisini daha nihayet gördük. Artık gözlerimiz açık gitmeyeceğiz bu dünyadan. Her şeyden önce en büyük ayıp 29 mart seçimlerinde öyle yada böyle halkın seçtiği bir Belediye Başkanı’nı görevden almak hemde ortada daha ne suç var ne suçlu varken. Demokrasiye ve Milli İradeye vurulan en büyük ayıptır. Başbakan’ın her defasında Milli İradeden bahsediyor olması demek ki takunyadan ibaret olduğunun en açık örneğiymiş eğer birinin suçu varsa önce soruşturulur suçu kesinleşirse görevden alınır hıı şunu diyebilir İçişleri Bakanlığı soruşturmanın selameti açısından peki şuanda Türkiye’de birçok Belediye Başkanı soruşturma geçiriyor. Eğer bu uygulama olacaksa Türkiye’de Belediye Başkanı kalmaz. Bu olayın kasıtlı ve siyasi olduğu artık netlik kazanmıştır. Bundan sonrası hukuk sürecine aittir ve ilerleyen günler kimi haklı çıkaracak net olarak görülecektir. Bunun dışında aslında daha vahim olan taraf  kendisine gazeteciyim diyen  yazılı ve görsel medyayla alakalı. Görevden alma sürecinde Büyükşehir Belediyesinde Valiliğin yapmış olduğu uygulamaları adeta zafer çığlıkları şeklinde duyurmuş olmaları. Mesela bizzat Seyhan Belediyesi Basın Danışmanı Aytekin Gezici’nin de program yaptığı bir yerel televizyon Büyükşehir Belediyesinde arama yapıldı şeklinde duyurduğu haberle aslında Adana’ya ne kadar kötülük ettiğinin sanırım farkında bile değildi. Yada bilerek ve isteyerek yapıyorlardı. veya Büyükşehir Belediyesi’nin önünde bekleyen çevik kuvvet ordusu. Her defasında Adana’nın imajından bahseden değerli Valimiz akşam ana haber bültenlerinde bu haberleri izlerken neler hissetti merak ediyorum doğrusu. Bunları fazlaca sıralayabiliriz. Şimdi sormak lazım bu haberleri sevinç nidalarıyla Adana ve Türkiye kamuoyuna taşıyanlara sanırım Adana’ya yaptıklarınız için Mutlusunuz