Ne demeli nasıl etmeli bilmiyorum. Boğazıma düğümlenen kelimelerim çoğaldıkça çoğaldı, ama öylece susuyorum. Hıçkırıklarım; ya o yalnızken döktüğüm gözyaşlarım, teskin etmiyor artık beni görüyorum. İçimi, haksızlıklar ve yaşanan olumsuzluklar karşısında bunlarla rahatlatamıyorum. Aslında avazım çıktığı kadar bağırıp çağırmak, serde Adanalılıkta var ya, alayına saymak istiyor, kendimi zorla da olsa kontrol etmeye çalışıyorum. Son yıllarda yaşanan olayların ruhumda ve bedenimde, kimisi tamiri mümkün olmayan derin yaralar açtığını hissediyorum.
Dünde yaşananlara kahrolan yüreğim, bugünde yaşadıklarına acıdan yana uyum sağlarken, dünü unutuyorum. Tamda sindirilemeden acılar, derinlemesine yaşanmadan ayrılıklar ve kapanmadan yürekte açılan yaralar yenisiyle darmadağın oluyor, takatsiz kalıyorum. Ne elimi, ne ayağımı kaldıramıyorum. Öylece tepkisiz ve sessiz bir hal alıyorum. Bu öyle bir hal ki, ağzınızın tadının kaçması, yaşama hevesinizin yok olması. Bu bir çiçeğin dalında solması, bir serçenin kanatsız kalması.
Merhemi saklanan, dermansız bırakılan yaralarıma bu gözyaşlarım. Vücudumda yarattığı ve hissettiğim acıdan değil bunlar, insanlığın sahip olduğunu düşündüğüm değerlerinin yavaş yavaş tükendiğini seziyorum. Acımasız bir insan kalabalığı dört bir yanda çoğalırken, güzel yürekleri acılarla dolmuş olan insanlarla birlikte azalıyorum. Ve tekerrür ettikçe benzer durumlar, sıradanlaşan ve kanamayan bir hale bürünüyor yüreğimde yaralarım. Bir kez geldiğimiz yeryüzünde, bu acıları yaşamanın sebebini insani boyutta çözmeye izin vermiyor mantığım. Acı yaşatmak şurada dursun; dünyanın herhangi bir yerinde haksızlığa maruz kalmış olanların, yaşadıkları acıyı yüreğinde hissedenlerden olmayadır emeğim ve çabalarım. Öyle ya yıllarca; başkasına atılan tokadı, kendi yüzümüzde hissetmedik mi? Bir kuytu köşede biri ağlıyorsa, yüreği yanmışsa aynı duygularla yaklaşmaya çalışıp, derdine ortak olup dinlemedik mi?
Duyarsızlığa sürüklenen yüreklerimiz ve tüketilmeye çalışılan duygularımız direncini henüz kaybetmiş değil. Dostsan sessizliğimde uyar beni, dalmışsam duyarsızlığa kaldır beni. Erdemin değerlerini yükseltme adına; kırılmadan, dökülmeden yapmalıyız bunu insanlığa. Dünyanın dört bir yanında canı yananlar, acıdan başka kaybedecek bir şeyi bırakılmayanlar var. Canı yananlar var adlı yazmış olduğum şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Canı Yananlar Var
Rüzgar esiyor.
Direkte bayrak,
Sallanıyor…
Dalında yaprak.
Bir palmiye başını eğiyor,
Acılara ortak oluyor.
İnsan canlısı sessizliğinde
Tedirginliğin, susuyor.
Otur denince oturuyor,
Kalk denince kalkıyor.
Yüzümüzün aynası,
Yüreklerimiz nasırlı.
Yüreklerimiz kömür karası.
Canı yananlar var.
Her daim yürek yakan
Acıyla dolanlar…
Diri diri feryat figan… Kenan DOĞAN