Seyhan Nehri kenarında dizilmiş kalabalık bir insan topluluğu...
Gece de değil ki Tiyatro Festivali kapsamında bir etkinliği izliyor olsunlar.
Güpegündüz.
Adana’da bu kadar ilgiyi bir şeye göstermek oldukça zor ama gözler gayet ilgili... Anladınız değil mi?..
Yine nehirden ceset çıkarılıyor. 17 yaşında bir gencin cesedinin çıkarılmasını izliyor hemşehrilerim. Ceset görmek için dizilmişler.
“Vah vah vah. Yazık çocuğa pek de gençmiş. Kimbilir ne derdi vardı?” demek için ip gibi dizilmişler emniyet şeridinin gerisinde...
Ceset görmeye nasıl bu kadar meraklı olmayı anlayabilmek zor.
İzlemek yetmezmiş gibi, bazıları bu anı ölümsüzleştirme ihtiyacı hissetmiş (!) ve cep telefonlarıyla cesedin sudan çıkarılışını fotoğraflamışlar.
Kent sorunlarına karşı vurdumduymaz tavırlar sergileyen biz, 17 yaşındaki bir gencin cesedini görmek ve başkalarına göstermek için adeta yarışıyoruz.
Helal olsun bize.
***
Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan, Kanal A’da yayınlanan “Bir Ters Bir Düz” programına telefonla katılarak gündemi bir anda altüst eden ifadeler kullandı. 
Arıkan, Adana tarihinde en fazla oyu alarak seçilen belediye başkanının kendisi olduğunu belirterek, “Adana’nın üzerindeki bu şaibeyi gidermek için gelin hep beraber istifa eldim ve seçimi yenileyelim” teklifinde bulundu.
Konsensüs şartı koymuş Sayın Arıkan, yani “Hep birlikte istifa edelim” demiş. Arıkan’ın bu sözleriyle gündemi birden değiştirdi ve özellikle Durak karşıtları bu teklifin üzerine balıklama atladı.
Bütün gazetelerde bu yönde yorumlar yapılırken Arıkan, CHP Genel Başkanı Baykal’ın da bu görüşüne destek verdiğini de açıkladı.
Sayın Arıkan’ın bence bir konsensüs sağlanmasını beklememeli ve zaman geçirmeden istifa etmelidir.
İstifa etmeli ve “Ben Adana’yı, Adanalıları düşünüyorum. Kentimin ve vatandaşlarımın geleceği için elimi taşın altına koyup ilk adımı atıyorum. Benim gibi düşünen tüm seçilmişlerin de bu sorumluluk duygusuyla aynı tavrı göstermesini bekliyorum” demelidir.
Arıkan bunu yapabilir mi sizce?
Bence yapmaz, yapamaz...
Çünkü o da biliyor ki, koltuğundan vazgeçmeyi göze alabilecek belediye başkanı ve meclis üyesi sayısı iki elin parmakları kadar bile değildir.
Arıkan da şu an oturduğu koltuğu kaybetme riskini göze almaz, alamaz. Konsensüs şartını da bu yüzden ortaya attığını düşünüyorum.
Diyelim ki Arıkan’ın önerisi yaşama geçti. Bir konsensüs sağlandı ve seçimlerin yenilenmesi için yasal zemin oluştu.
Arıkan, Çukurova Belediye Başkanlığı’na mı aday olacak yoksa Büyükşehir mi?
İşte asıl mesele bu...
Neden hemen soluğu Deniz Baykal’ın yanında aldı sizce?
Arıkan, kesinlikle ve kesinlikle Büyükşehir Belediye Başkanlığına talip olacaktır.
Adana tarihinde en fazla oyu alarak seçilen belediye başkanının kendisi olduğunu dile getirmesinin altında da Büyükşehiri istemesi yatıyor bence.
Kent Gazetesi’nden Özcan Aladağ’ın bu konuyla ilgili görüşlerine katılmamak elde değil. Bu önerinin altında farklı amaçlar yatıyor.
Arıkan söylediklerinde ciddiyse buyursun istifa etsin. Hatta partisi CHP’nin meclis üyelerini de ikna etsin ve ortak tavır göstersinler.
Sonrasını hep birlikte görelim...
Kimin Adana sevdalısı kimin koltuk sevdalısı olduğunu anlayalım.
Yerel basını takip edenler hemen fark etmiştir. Bu konu üzerinde şu an adeta bir PR çalışması yapılıyor.
Yaşama geçerse sonuna kadar destek verilecek bir öneri ancak, önemli olanın NİYET ve SAMİMİYET olduğunu sanırım söylemeye gerek yok.
Yaklaşık 21 yıldır oturduğu koltuğunu kaybetmemeye çalışan ve açığa alınan Aytaç Durak, onu hapse göndermeye kararlı Mustafa Tuncel ve Tuncel’in arkasında olduğu iddia edilen bir grup, fırsattan yararlanmaya çalışarak Durak’ın koltuğuna göz diken başka bir grubun savaşı yaşanıyor Adana’da...
Peki Adana’yı, Adanalıları düşünen kim var?
Herkes, kendi siyasi görüşü yönünde bir meclis üyesini lanse etmeye çalışıyor kaç gündür.
Adana yerle bir olmuş, halk işsizlikten kırılıyor, gençler intihar ediyor. Adeta toplumsal bir cinnet yaşıyoruz.
Ne yazık ki Adana’yı Adanalıların içinde bulunduğu kaotik durumu düşünerek değerlendirme yapan kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar...
Özeleştiri de yapmak gerek.
Yerel basının da sorgulanması gerek ama ne desem ki?..
Herkes herşeyi biliyor.
Kimlerin bukalemun olduğunu, kimlerin gastecilik, kimlerin gazetecilik yaptığını...
Offfff içim daraldı.
Çıkıp biraz Seyhan Nehri kıyısında temiz hava alıp, bir cesedin sudan çıkarılmasını izleyeyim. Belki o zaman insanların neden ceset görmeye bu kadar hevesli olduğunu, o anda neler hissettiğini anlarım.