Konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada şu görüşler dile getirildi;
“Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar, kurgulanan projeler bizlere yıllarca acı ve gözyaşına neden oldu.
Osmanlı devleti sonrası Anadol’da yarattığımız, farklı kültürleri içinde taşıyan Anadolu kültürünü, parçalamayı hedefleyen projeler; ülkemiz üzerinde hayata geçirildi.
Anadolu kültürü içinde yer alan inançlar ve etnik kimlikler ötekileştirme zemini üzerinden kullanıldı. Çatışma sonunda parçalayarak, sömürge zincirinin halkası yapılmak isteniyor. Küçük site devletleri kurmanın politik, ekonomik ve siyasi alt yapısını sağladılar.
Bu süreci gören ve ülkemizi parçalamak isteyenlere karşı Anadolu kültürlerine sahip çıkan dernekler ; Cumhuriyetin ürünü olan ortak kültüre sahip çıkma kararı aldı..
Çatışma yerine barışı,
Bölünme yerine; bir ve diri olmayı,
Çok devletli Anadolu yerine; tek devlet ve tek bayrak altında toplanmayı,
Farklı inanç ve kimlikleri düşmanlığa taşıma yerine; kardeşçe ve bir orman gibi hür yaşamaya,
Sömürge zincirinin bir halkası olma yerine; tam bağımsız Türkiye şiarına sahip çıkmak için dernekleştik!
Anadolu Türkmen Kardeşlik Kültürü Derneği’ni kurduk.
Kuruluş hedefimize uygun olarak 2022 yılında 62 dernekle bir araya geldik.
Adana Büyükşehir Belediyesi’yle; Anadolu Kardeşlik Şöleni yaptık.
Çok yönlü engellere rağmen ciddi sonuçları olan şenlik huzur içinde yapıldı. Adana halkı ciddi destek verdi ve sahiplendi.
Derneğimizin kuruluş amaçlarından biride, ülkemizi üzerine kurulan oyunlarda ve projelerde siyasetin kullanılım alanına sokulan dini inançların ve etnik kimliklerin şovenistce kullanılmasının önüne geçmektir.
Çünkü ötekilesme, bölünme ve çatışma Anadolu halkının bu iki değeri üzerine oturtulmuştur.
Yukarıda izaha çalıştığımız gerekçeler bizi şenlik yerine daha detaylı ve yerleşik hedefi olan festival yapmaya yöneltti.
2023 yılı Haziran ayında yapılacak festival çalışmalarımız, maalesef 11 ilimizde ciddi yıkımları olan deprem nedeniyle ileri tarihe ertelendi.
2023 Ağustos ayında Büyükşehir Belediye Başkanı bayın Zeydan Karalar ile yaptığımız görüşme sonunda 27-28-29 Ekim 2023 tarihinde yapılmasına karar verdik.
Eylül ayı itibarıyla çalışmalar başladı. Planlama yapıldı.
Başta Türkmen Dernekleri olmak üzere, Anadolu kültürünü il il yansıtan dernekler, STK'lar, kadın üretim dernekleri ve Anadolu kültüründe “bende varım” diyen kuruluşlarla yapılan görüşmelerle ortak karar alındı. Festival hazırlıkları hızlandırıldı.
Maalesef çalışmalar amaca uygun bir planlamayla giderken, Filistin’de Hamas-İsrail savaşı patladı.
Gazze şehri üzerinden Hamas İsrail’e saldırdı. Binlerce insan öldü.
İsrail’in siyonist devlet yönetimi saldırıyı bahane ederek Gazze'de sivilleri hedef alan füze ve bomba saldırısı başlattı.
Hastaneleri vurdu.
Gazze’yi abluka altına aldı.
Şu ana kadar 4.800'e Filistinli öldü. Çoğu çocuk ve kadın.
Su ve elektrikler kesildi.
Gıda malzemesinin ülkeye girmesi yasaklandı.
Acil kullanılması gereken ilaçlar kullanıldı. O kadar yaralı var ki ilaçlar bitti. Temin edilmesi yasaklandı.
Savaş yerine top yekun sivil Filistinli katliama dönüştü.
Saldırıları dünya izliyor.
Anneler çığlık ve gözyaşı içinde dünyaya sesleniyor. “Bizde insanız. Yetişin bizi öldürüyorlar!"
Haykırışlar TV'lerde kesintisiz gösteriliyor.
Çocuk yaştaki Filistinli Çocuk, “Biz de yaşamak istiyoruz" derken, göz yaşları yanaklarından akıyor.
Dünya halkları bu katliama sesiz kalmazdı. Kalmadı da.
Kendini koruyamayan insanların teknoloji ürünü silahlarla öldürülmesini kabul etmiyor.
Ama dünyanın eli kanlı ve insanlık düşmanı emperyalist devletleri, özellikle ABD ve İngiltere öncülüğünde İsrail katliamına destek veriyor.
Silah başta olmak üzere her tür lojistik desteği açıktan veriyor.
Filistin halkına destek veren ülkelere gözdağı vermek için de; savaş gemilerini Akdeniz'e demirlediler.
İsrail’in siyonist devlet yönetimini korumaya aldılar.
Çünkü bu savaşı çıkartan ve süreci bu noktaya taşıyan İsrail’e koşulsuz destek veren emperyalist devletlerdir.
ABD, Suriye işgalinde Lazkiye körfezini alamadı. Almak istedikleri Doğu Akdeniz kapısını açamadılar.
Hamas kullanıldı. İsrail’e saldırdı. Saldırı bahane edildi. Gazzedeki Filistin halkına kıyım başlatıldı. Filistinliler Gazze’yi terk etsin, Gazze kentinin Akdeniz sınırı kontrol altına alınabilsin.
Böylece Akdeniz tümüyle kendi egemenliklerinde olacak. Ortadoğu, Orta Asya petrol ve gaz dağıtımını kontrol altına alacaklar.
Yetmez!
Türkiye'deki diğer enerji kaynaklarına, Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahip olmayı hedefliyorlar.
Böylesine geniş çaplı bir projenin ve hedeflerinin bir halkın yok edilmesine destek verecek çılgınlığa ulaştığı bir dönemdeyiz.
Emperyalizmin iki yüzlü, çıkarcı işgallerine karşı bir olmak, diri olmak gerekiyor.
Filistin halkının çığlığına, gözyaşına ve savunmasız öldürülmesine kayıtsız kalamayız..
Gazze’deki katliama sessiz kalarak destek veremeyiz.
BOP'un yeniden sahneye konduğu, Filistinli çocuğun kollarına acının dövmesinin yapıldığı ve dramın yaşandığı bir dönemde; hiç bir şey yokmuş gibi şölen ve eğlence, yapılamaz.
Biz Anadolu kültürüne sahip çıkacağız!
Ama ırkı, inancı, dili ne olursa olsun emperyalist amaca uygun savaşa, soykırıma ve toplu katliama karşı duracağız..
Dün Yahudi halkının toplu katliamını kınayarak insanlık suçu ilan ettik.
Bugünde Gazze kentinde Filistin halkına yapılan toplu katliamı kınıyor ve insanlık suçu olarak ilan ediyoruz.
İlk tepkimizi 27-28-29 Ekim’de yapacağımız Anadolu Türkmen Kardeşlik Festivali Şöleni’ni ileri bir tarihe erteleyerek gösteriyoruz!
Filistin halkına destek vermeye devam edeceğiz.
Eski İpek Yolu üzerinde ve çevresinde yaşayan halklara, emperyalizmin sömürgeci ve ilhakçı politikalarına, projelerine karşı durmaya çağırıyoruz!
Yaşasın Anadolu Türkmen Kardeşlik Kültürü!
Yaşasın dünya halklarının kardeşliği ve barış içinde yaşamaları!
Kahrolsun siyonizm!
Kahrolsun Emperyalizm!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!”