Baro Avukatlar Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda; Adana Barosu Başkanı Av. Volkan Böke, Türkiye Barolar Birliği Başkan Danışmanı Av. Veli Küçük, Baro yönetim kurulu üyeleri, önceki dönem Baro başkanları, Adana Barosu mevcut disiplin ve denetleme kurulları, TBB delegeleri, Baro Meclisi ve Genç Avukatlar Meclisi divanı yer aldı.
Düzenlenen toplantıda konuşan Baro Başkanı Av. Volkan Böke, katılan herkese teşekkürlerini ileterek “Bizler 33. dönemde yetki alırken birlikte yönetimi hedef edinmiştik ve bu hedef doğrultusunda bugün üstatlarım, başkanlarım ve kurullarımızla bir araya geldik.” dedi.
“TARİHTE İLK DEFA BU ŞEKİLDE BİR DAVA GÖRÜLDÜ”
İlk olarak İstanbul Barosu davası hakkında bilgi veren Başkan Av. Böke, “Cumhuriyet tarihinde ilk defa Avukatlık Kanunu’nun 77. maddesinin uygulandığı bir davaname ile Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bir süreç başladı ve tarihte ilk defa bu şekilde bir dava görüldü. Bizler en başından beri sürecin içerisindeydik. Barolar gücünü anayasadan alır ve hukuk devletinin teminatıdır. Adaletin sağlanması için savunma hakkının örgütlü gücü olan baroların kritik önemi vardır. Hukukun üstünlüğü ve insan haklarını koruma amacı olan barolar bu eksende değerlendirilmelidir. İstanbul Barosu yönetimi ve başkanını görevden alan kararda, anayasa aykırılık iddiası, ceza ve idare mahkemesi kararlarının bekletici mesele yapılmaması, kamu niteliğinde olan baronun asliye hukuk mahkemesinde yargılanması gibi birçok hukuka aykırılık bulunmaktadır. Bu hususlar çözülmeden verilen karar, telafisi imkansız sonuçlar doğurması muhtemeldir ve bu karar adalet duygusunu zedelemektedir. Adana Barosu olarak İstanbul Barosu hakkında verilen kararları doğru bulmuyoruz.” diye konuştu.
“BİZLER BU GÜNDEM İÇERİSİNDE ÜLKEMİZE VE CUMHURİYETİMİZİN TEMELİ OLAN HUKUK DEVLETİNE SAHİP ÇIKMA ŞİARINDAYIZ”
Vatandaşların katıldığı eylemlerle ilgili olarak ilk gününden itibaren Adana Barosu Avukat Hakları Merkezi ve İnsan Hakları Merkezi’nin sahada olduğuna vurgu yapan Av. Böke, eylemler neticesinde oluşabilecek her türlü hak ihlaline karşı vatandaşın yanında olmak ve haklarını savunmak adına çalıştıklarının altını çizerek şunları bildirdi:
“Gerek İstanbul Barosu hakkında verilen karar ve gerekse İstanbul Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla beraber son günlerde artan gözaltı olayları gibi birçok olay ile karşı karşıyayız. Ülkemiz açısından bu haberler ve olaylar karşısında büyük bir üzüntü duyuyoruz. Sadece birkaç günlük sürede Türkiye’nin gündemi neredeyse saatte bir değişti. Bizler bu gündem içerisinde ülkemize ve Cumhuriyetimizin temeli olan hukuk devletine sahip çıkma şiarındayız. Adana Barosu’nun ve meslektaşlarımızın onurunu ve vakarını daha da yükseğe çıkarabilmek için mücadele ediyoruz, sahadayız. Bizim kimliğimizden öte olan şey her zaman Adana Barosu kimliğidir. Bunun bilinciyle bir yol çizmeye çalışıyoruz. Bu yüzden bu konularla ilgili değerli fikirlerinizi bizlerle paylaştığınız için hem şahsım hem yönetim kurulum hem de Adana Barosu adına çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Konuşmanın ardından toplantıda yer alan avukatlar, tek tek söz alarak konu hakkında düşüncelerini dile getirdi ve yapılabilecekler konusunda fikir alışverişinde bulunuldu.
İstişare toplantısı sonrasında yapılan yönetim kurulu toplantısıyla Adana Adliyesi önünde “Hukuk Devleti İçin Çağrı” konulu basın açıklaması yapılmasına karar verildi.
