Doğanın müthiş uyumu içerisinde; kendine çizdiği rotada dağları tepeleri aşarak, zaman zaman durgunlaşan bir nehir değildik sadece. Dinginliğimizle huzur vermeye çalışarak, insanları avutmaya da gayret göstermedik hiçbir zaman. Sonsuzluğun içerisinde zerre kadar kapladığımız yaşam süremizi sıradan ve öylesine geçirmeye de niyetimiz yoktu. Bu yolda kendi bedeninden sıyrılarak, aşkın özgürlüğüne kavuşma inancıyla duygularını ‘ben’ine mahkum etmeyenler dostlarımızdı. Bir gün, bir ağaç yapraklarıyla şevkimizi arttırırken, başka bir gün bir çocuk gülüşüyle heyecanımıza katkı sunardı. Hani çıksa da önümüze engeller; coşkulu ve hırçın akışıyla bentleri yıkan yanlarımız karamsarlığa mahal vermez, engel tanımazdı. Sesi duyulmaz, göze görünmez binlerce yürekten yayılan temenniler gücümüze güç katardı. Onlar ki sevgiyle eş, umutla kardeştiler. Bu nedenle her daim Hızır yoldaşımızdı…
Hızır; Hızır Aleyselam, Bozatlı Hızır, ya da Hızır Nebi gibi değişik adlarla anılan ve Ortadoğu halklarının birçoğunda var olan bir inançtır. Hızır; ölümsüzlük yani ab-ı hayat suyu içtiğine inanılan, darda kalanlara yetişen, geçtiği yerlere bereket getiren, doğaya can katan güzel bir makam sahibi, aksakallı Pir’dir. Hızır için oruç tutulur, cem törenleri düzenlenir ve semahlar dönülür. Binlerce yıldır farklı kültürlere sahip toplumlar bu inanca sahip çıkmış ve devam ettirmiştir.
Kutsal kitaplarda da adı geçen Bozatlı Hızır’ın kimi zaman Hünkar Bektaş-ı Veli, kimi zaman Pir Sultan Abdal olarak göründüğü ve mazlumların yanında yer aldığına inanılmaktadır. Toplumumuzda da yaygın olarak “kul sıkışmayınca Hızır yetişmez” cümlesi kullanılmakta ve bu durum Hızır kültünün ne denli kabul gördüğünü ve içselleştirildiğini de bize göstermektedir.
Evet; bende çıktığımız her yolda yolumuz açık Hızır yoldaşımız olsun diyorum. Yol boyunca karşılaşılan sorunların, yaşanan zorlukların aşılması adına dualar ediyor ve bir temenni güdüyorum. Yolu yordamı bilerek, kırmadan dökmeden yürümeye gayret ediyorum. Her gördüğümü Hızır bilerek; hatır gönül koymadan, herkesin gönül zenginliğine inanıp, lakin bazen yalnız bazen sevdiklerimle birlikte maviliklere, umuda doğru düzenin saçma hızı ve dayatmasına karşı ağır adımlarla gidiyorum.
Gecelere sayılan karanlıkların sabahlarında, bir günün umuda ihtiyaç duyduğu yarınlarında, her yerde her anda dua etmeye asla bir engel yoktur. Bilakis bu yönde tercih daima bizdedir. Yapılan dualar, bazen engelleri biz daha ne olup bittiğini anlamadan ortadan kaldırabilmektedir. Bu aslında, pozitif yönde zihnin ve ruhun oluşturup geliştirdiği enerjiyle eştir. İster dillendirerek sesli, ister içten sessiz şekilde yapılabilir. Güzellikler, yarınlar, yaşam, yaşamın sürdürülebilirliği, doğa ve tüm canlıların iyiliğinden taraf olan mücadelelerin, temennilerin asla karşılıksız kalmayacağına olan inancım da tamdır. Etkisi bir şekilde kendini ihtiyaç duyulan noktada zamanı gelince var edecektir.
Hızır; yaşamın her anına uzanan bir eldir karşılık gözetmeksizin. Başımızın sıkıştığı anların karanlık gecelerinde güne evrilen tan yerleridir. Gözyaşlarımızın dökülen damlalarının içinde saflıktır, temizliktir. Düşüncelerimizin aykırı görülen taraflarında, mücadele edendir. Koşulların köreltmeye çalıştığı vicdanların işleyen, yorulmayan, üreten, emekten yana masum gülüşleridir. Hızır yüreğimizde vicdanımızla birliktedir.
Yolumuz açık, Hızır yoldaşımız olsun…