“Bireysel Silahsızlanma ve Şiddete Karşı El Ele Projesi”
Bireysel silahsızlanma; aynı toplumda birlikte yaşadığımız insanlara karşı, herhangi bir nedenle silahlanmamak demektir. Hangi nedenle olursa olsun ateşli silah, bıçak ve diğer aletleri edinmek, beraberinde daha fazla güvensizlik getirmektedir.
Yurttaşlar, kendi güvenliklerini sağlamak görevini ve sorumluluğunu üstlenemezler. Buna izin vermenin ve bu durumu normal karşılamanın sonucu yurttaşların daha fazla silahlanmaları, bireysel silahlanmanın denetimsizce artışı ve daha fazla yaşama hakkı ihlalleri demektir. Türkiye’de olduğu gibi Dünya’da da bireysel silahlanma bir sorun halindedir. Dünya’da 875 milyon silah kullanımda bulunuyor. Bu silahların %74’ü sivillerin elinde. Diğer %22,9’u devletlerin silahlı kuvvetlerinin, %3’ü polisin sahipliğinde bulunuyor.
Dünya’da her yıl yaklaşık 8 milyon yeni hafif silah üretiliyor. Bu rakamlar, bireysel silahlanmanın, devletlerinkinden daha fazla olduğunu gösteriyor. Türkiye’de birey sel silahlanma sonucu meydana gelen ölümler her geçen gün artıyor.Dünyada, 1 Ocak 2009’dan bugüne kadar ateşli silahlarla hayatını kaybedenlerin sayısı 166 bini geçti. Türkiye’de ise her yıl 3 bin kişi ateşli silahlarla yaşamını yitiriyor. Bu kişilerin yaklaşık 700’ü ateşli silahların neden olduğu “kazalarla” yaşamını yitiriyor.
Kentimizdeki yerel medyanın ( gazete,tv,internet haberciliği siteleri dahil) Akil Adamlarına Çağrı Yapıyoruz:
Kentimizdeki özellikle çocuklara,genç kız ve kadınlara yönelik silahlı şiddeti önlemeye yönelik çalışmalar bağlamında;
Ailelerdeki şiddetin nedenlerini araştırıp, buna göre önleyici programlar geliştirmeliyiz.
Riskli ailelerde çocukların,genç kız ve kadınların şiddetle karşılaşmaları önlenmelidir.
Çocukların şiddetten korunmasını sağlayan okul programları yapılmalıdır.,
Şiddet karşıtı ve şiddete mücadele yöntemlerini içeren multi medya eğitim kampanyaları düzenlenmelidir.
Okullarda eğitimciler için şiddeti önlemeye yönelik sonuç odaklı yüksek farkındalık oluşturacak somut eğitim proğramları düzenlenmelidir.
Okul öncesi eğitimde o yaş grubunun algılayabileceği şekilde şiddetin olumsuz yönleri belli bir formasyon çerçevesinde anlatılarak yaygınlaştırılmalıdır.
Özellikle kız çocukların eğitimlerine önem verilmelidir.
Bu satırların yazarı, aynı çağrıyı defalarca Sayın Vali’ye ve Sayın İl Emniyet Müdürüne yapmasına rağmen hiçbir somut karşılık bulmamıştır. Bu kentin gerçek sahipleri ne Sayın Vali ne de Sayın İl Emniyet Müdürüdür. Bu kentin gerçek sahipleri biziz, yani bu kentin yurttaşlarıdır. Türkiye’yi saran bu sevgisizlik ve şiddet sarmalına kentimizde bir nebze de olsa çözüm üretmek istiyoruz.
Bunun için de basının “akil adamlar”ını bu projeye can/kan vermek üzere göreve davet ediyoruz. Bu projeyi, Sayın Vali’nin ve Sayın İl Emniyet Müdürünün desteği olmadan da başarabiliriz.
Yeter ki, olayın vahametini anlamış olalım.
Çağrının kuvvetli bir şekilde karşılık bulması ümidiyle…