Kanal A TV’de Salı ve Cuma günleri Gazeteci arkadaşım Murat Yonat ile birlikte “Derdini söyle” programını yapıyoruz.
Programa telefonla katılan vatandaş, Mahallesinde, sokağında, çevresinde yaşadığı aksaklıkları dile getiriyor, sorunlarını aktarıyor.
Büyükşehir Belediyesinin Halkla ilişkiler bölümünün yapması gereken işlevi görüyoruz bir nevi… Programa katılan vatandaşın yaşadığı ilçeye göre talepleri de değişiyor.
Seyhan’dan arayan vatandaş, Kentsel dönüşümü soruyor, sokakların bakımsızlığından, çukurlarından bahsediyor.
Yüreğir’den arayan vatandaş, Kentsel dönüşümü soruyor, “Kültür evleri arttırılsın” istiyor.
Sarıçam’dan arayan vatandaş, yol istiyor, bakım istiyor.
Çukurova’dan arayan vatandaş ise sokakların bakımsızlığından, çukurlarından şikayet ediyor ve sokakların karanlık olmasını eleştiriyor.
Sorun çok. Bireysel sorunlarını Belediyelerde çözemeyen vatandaş, programa katılarak “derdini söylüyor” yetkilileri şikayet ediyor.
Diyeceksiniz ki, “kimse teşekkür etmiyor mu?”
Ediyor.
Vatandaş özgürce istediği gibi olayları değerlendirip, düşüncesini söylüyor. Ancak 100 telefonda 3 övgü telefonu ya geliyor ya gelmiyor.
Ben yetkililerin yerinde olsam bürokratların bu programı izlemesini isterdim. Kimsenin aklına gelmeyecek değerlendirmeler ve eleştiriler geliyor. Bu eleştiriler öyle yıkıcı eleştiriler değil. Olumlu ve yapıcı eleştiriler.
Mesela bir örnek vereyim.
Pınar Mahallesinden arayan Leyla hanım, Otobüs duraklarının çoğunda oturma grubu olmamasını, üstünün kapatılmamış olmasını eleştiriyor. Ve diyor ki “Ben birine evimi tarif edemiyorum. Duraklara numara versinler”
Çok basit gibi görünen önemli bir ayrıntı bu. Hepimizin gözünden kaçmıştır bu ayrıntı. Ancak Vatandaş ihtiyacı doğrultusunda eleştiriyor ve çözüm önerisi sunuyor.
Bence de Otobüs duraklarına numara konulmalı ve yaşlıları, engellileri düşünerek oturma grupları kurulmalı, arızalanmışsa onarılmalı ve durağın üstü kapatılmalı.
Bunun gibi bir çok öneri geliyor.
Adana’nın gerçek sorunlarını duymak isteyen Bürokratların bu programı izlemesini öneririm.