Sürekli sular içindeyim. Bedenim ıslak ve tenim hiç kurumadan, kimseye belli etmeden, her hangi bir söz söylemeden yalnızca üşümekteyim. Üzerime giyeceğim ne bir giysim, ne de bir örtüm olmaması doğaldır bilirim. Tüm canlılar gibi çırılçıplak geldiğimiz hayatta, gelişen şeklimizle ve verilen görevi yerine getirip, gitmeye doğru yaşam sürmekteyim. Öyle ya bin bir çeşit canlının ayrı ayrı görevleri olduğunu, herşeyin bir denge üzerine kurulu olduğunu biraz düşününce kabul etmekteyim. Gözlerime pörtlemiş deseler de, üzülmediğimi bilmenizi isterim. Ne sabahların göz kamaştıran aydınlığında, nede zor geçen gecelerin karanlığında, gözlerimin bu keskin bakışlarıyla, cinsiyeti sorgulanmaksızın bir sineğin dahi uçmasına izin vermemekteyim. Dilim; sözlerin yürek kıran karşılığında değilse de, fiziksel boyutta papuç gibi tabirine uyarak, bu şekliyle bedenimi beslemekteyim. Küçücük bedenim, belki de çirkinim lakin üşümekteyim…
Bir bakmışsınız bir derenin kenarında öylece etrafı gözleyip dinlenmekte, biraz sonra o derenin içinde gezinmekteyim. İçgüdülerim yol çizse de bana, kendi irademden bir şey kaybetme niyetinde değilim. Bunu herkese de tavsiye ederim. Korkularım var, bu korkularımı besleyen kaygılarım var. Yeryüzü pekte tekin değil, bende görmekteyim. Yeryüzünde ne olacağını, başıma ne geleceğini bilmeden tedirginlik içinde kalarak, çoğu zaman yüreğim ağzımda beklemekteyim.
Oysaki insanlar tarafından kirletilmeye, yönü değiştirilmeye ve çeşitli kullanım türleriyle kurutulmaya çalışılsa da, bu sular hem beni daha iyi anlar, hem de koruyup kollar. Daldım mı içine, korkularım geride kalarak biter, bedenim kendini huzura teslim eder. Her santimetre derine doğru ilerleyişte, suyun üstünde hissettiklerim gelince aklıma, biraz daha derine gitme niyeti ve gayreti, nefesim tükenmeye yüz tutsa da devam eder. Derinlerinde çoğaltırım mutluluk adına düşlerimi. Derinlerde çoğalttığım ve umutlarımı besleyen düşlerim, suyun üzerine çıkmamla aniden biter.
Ben insanları seviyorum. Aslında tanısanız belki biraz derinlemesine, sizde beni seversiniz. Yüzüm soğuktur belki ama içimde fırtınalar kopar. Koşamam adımlarım ağırdır ama zarar gözetince hoplayıp zıplarım, sizlerden kaçarım. Tedirginlik duyarım, yüzlere bakamam gözlerim sizlerden kaçak, yüreğimse bir o kadar sıcak mı sıcak. İnsanların ayrı gayrıya düştüğü, dünyevi nedenlerle birbirini üzdüğü tek seferlik yaşamda, onlarla birlikte mutlu bir şekilde yaşam sürme niyetim. Bu yönde inancımı kaybetmeme gayretindeyim.
Sevgi adına çığlıklarım var, sesimin yettiği kadar. Dökülmüş yapraklar, çalılar, çırpılar üzerinde bulunduğum tamda buradan, dünyanın öbür ucuna kadar. Süreklilik arz eden sesim, kulağı tırmalasa da bazen, bu doğallığımda huzurun sesidir gürültüyü üzen. Kaybolursun herkes arar, bir damla huzurun yeşil bir yapraktan toprağa düşmesiyle kardeşliğin güzelliğini herkes daha iyi anlar. Küçücük bedenim, belki de çirkinim lakin üşümekteyim… Sevgiyle ısınacağım günlerin özlemiyle beklemekteyim…
Tüm canlılarla birlikte iç içe, aynı çevrede yaşamak kardeşlik sevgidir, sevgidedir kardeşlik.