“Haraç vermiş olabilirim ama rüşvet vermedim”
“Çar-çakal konuşuyor”
“Başkan bizi de pisliğe sokmaya çalışıyor”
“Ses kaydı dinletmeniz yasalara göre büyük bir suçtur”
“Bizde de kara kaplı defter var”
...
Pazartesi ve salı günkü meclis oturumları belki de bugüne kadar ki tüm toplantıları geride bıraktı.
Eski dostlar artık düşman oldu ve kirli çamaşırlar dökülmeye başladı.
Konu tabii ki “RANT” iddialarıydı..
Kısa bir ara verip Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Melih Baki’nin dünkü açıklamasına gözatalım:
“Bölgemizi de etkisi altına alan Doğu Anadolu fayı artık uyanmıştır ve sismik olarak aktifliğini hareketliliğini sürekli hissettirecektir.
Bugüne kadar deprem konusunda depreme dayanıklı yapı tasarımında ciddi sorumluluk taşıyan yasa ve yönetmeliklerin ciddi bir şekilde hükümet tarafından hemen çıkarılmalıdır. 
Türkiye deprem haritası acilen sismolojik veriler baz alınarak güncelleştirilmelidir
Depreme dayanıklı yapı tasarımında; zemin etütlerinde bina bitimine kadar kontrol ve denetim mekanizması yasal sorumluluk taşıyacak şekilde denetleyecek hükümler içeren genelgeler çıkarılmalıdır.
Depreme dayanıklı yapı tasarımında temel olan ve bina yıkımına en büyük neden olan depremin dinamik parametrelerini hesaplayan jeofizik uygulamaların olmazsa olmaz olacak şekilde bütün dünyada olduğu gibi mecbur kılınmalıdır.”
Yurttaşlar depremi, yerel yönetimler İMAR PARTİSİ’ni, RANT ve RÜŞVET iddialarını, GİZLİ SES KAYITLARI’nı konuşuyor.
Deprem mi?
O da ne ki?
Biz Adanalıyız, bizim memlekete deprem uğramaz !..
Uğrasa da hiçbir şey olmaz Adanalılara !..
Melih Baki yıllardır yukarıdaki uyarıları yapıyor.
Diğer uyarılarını da hatırlayalım:
“Yanıbaşımızdaki Hatay’da büyük risk var.
Çatalan’dan önce kentin su ihtiyacını karşılayan su kuyularının kapatılması nedeniyle birçok apartmanın bodrum katı sular altında. Kuyular kapatılmamalıydı.
Yaklaşık bir haftalık çalışmanın ardından hazırlanması gereken zemin etütlerinin iki saatte veren firmalar var.”
“Tehlikenin farkında mısınız” bilmiyorum.
Ceyhan ve Marmara depremlerini  ne çabuk unuttuk.
Bugün de üç gün önce olan Elazığ Depremi’ni dikkate almıyoruz.
Yarın bir gün korkulan olursa bugün kavga edenlerin vicdanı rahat olacak mı çok merak ediyorum?
Pazartesi günü oturumda söz alan herkes Elazığ Depremi’nden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ama bir kişi çıkıp da Adana’nın durumuyla ilgili bir tek söz söylemedi.
Hala bekliyorum.
Biri çıkıp burnumuzun ucundaki bu tehlikeye ne zaman dikkat çekecek, depreme karşı alınan önlemleri, yapılan çalışmaları ve bu çalışmaların yeterli olup olmadığını sorgulayacak diye bekliyorum.
Dün yapılan iki açıklamayı da unutmayalım:
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Mehmet Tatar :Ne acıdır ki deprem gerçeğini depremler yaşanıp ağır kayıplar olduğunda algılıyoruz.
İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır : Sadece depremde değil, inşaatların yapımı aşamasında yaşanan imalat ve uygulama hatalarının da can ve mal kaybına neden oluyor.
Başka ne söylenebilir ki?..

Kaynak : Çukurovapres Gazetesi