Konuşmasında Portre’nin Fransızca Portrait sözcüğünden geldiğini ifade eden Gökmen, Batı sanatı vasıtasıyla çeşitli sanatçılara ait portreleri aktardı. Portrenin Batı sanatında Rönesans tarihinde ortaya çıktığını söyleyen Gökmen, öncelikle Mısır’da bulunan ‘Fayyum Portreleri’ni anlattı.
Gökmen: “Bu Portrelerde Ölümsüz Olma Anlayışı Vardır.”
Gökmen, ‘Fayyum Portreleri’ hakkında şu bilgileri verdi:
“Mısır kültürünü çok yansıtmayan ancak doğalcı olmaları yönüyle oldukça dikkat çekici portrelerdir. Fayyum portreleri Batı’nın portre anlayışından da ayrılmaktadır. Gelecek kuşaklara aktarılmak için yapılmışlardır. Bunlar genellikle genç insanlara ait portreler olup, göz daha belirgin ve ön plandadır. Bu portrelerde ölümsüz olma anlayışı vardır.”
Fayyum Portreleri’nin bal mumu ve tahtalar üzerine yapıldığını ifade eden Gökmen, konuşmasına Rönesans devrinin önemli sanatçılarından bahsederek devam etti.
Bu sanatçılar arasında; Jan van Eyck, Leonardo da Vinci, Raffaello Sanzio, Albrecht Dürer, Hans Halbein, Gluseppe Arcimboldo, Johannes Vermeer, Pablo Picasso, Amedeo Medigilani, Diego Velazquez ve Vincent van Gogh olmak üzere birçok önemli sanatçının geldiğini ifade eden Öğr. Gör. Meltem Gökmen, bu sanatçıların yaptıkları önemli portreler vasıtasıyla portrenin Batı sanatındaki gelişimini aktardı.
Gökmen, başlangıçta dinsel konuların yer aldığı portrelerde zamanla günlük hayatın yansıtıldığına hatta bir süre sonra güzellik olgusunun bir tarafa bırakılıp portrelerde parçalanmış formlara yer verilmeye başlandığını söyledi.
Konuşma sonunda katılımcılardan gelen soruları da yanıtlayan Öğr. Gör. Meltem Gökmen’e Merkez Müdürü Prof. Dr. A. Deniz Abik tarafından plaket takdim edildi.