Nöroloji bölümleri, epilepsi, hareket bozuklukları, beyin damar hastalıkları, bunamalar, periferik sinir sistemi hastalıkları, beyin iltihabı, uyku bozuklukları ve diğer nörolojik hastalıkların teşhisi, tedavisi ve takibi konularında hizmet vermektedir.

İstanbul NS Klinik

Nöroloji, diğer sağlık alanlarıyla iş birliği yaparak hastaların kapsamlı bir bakım almasını sağlar. Örneğin, beyin tümörü teşhisi konulan hastalar cerrahi işlemler için beyin sinir cerrahisi bölümüne yönlendirilir. Ayrıca, nöroloji ve göz bölümleri birlikte çalışarak çeşitli hastalıkları takip eder; bu alan nörooftalmoloji olarak adlandırılır. Nörolojik hastalıklar genellikle sinir sistemine ait olduğu için erken teşhis önemlidir.

Nöroloji Hangi Hastalıkları Kapsar?

Nörolojinin kapsadığı hastalıklar arasında beyin damar hastalıkları, epilepsi, baş ağrısı, demans, uyku bozuklukları, demiyelinizan hastalıklar, kas hastalıkları gibi birçok durum bulunmaktadır. Beyin damar hastalıkları, beynin kan akışının zayıflaması veya durması sonucunda ortaya çıkan sorunlardır. Epilepsi, beyin aktivitesinin anormal bir şekilde artmasıyla karakterize edilen bir nörolojik sorundur. Baş ağrısı çeşitli tiplerde olabilir ve nöroloji uzmanları tarafından detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Demans, bilişsel işlevlerin bozulması ile ortaya çıkan bir durumdur ve Alzheimer gibi birçok nedenle ilişkilendirilebilir.

Uyku bozuklukları, insan yaşamının önemli bir bölümünü oluşturan uyku düzenini etkileyen durumları içerir. Demiyelinizan hastalıklar, sinir sistemindeki miyelin kaybına bağlı olarak gelişen sorunlardır, örneğin Multiple Skleroz (MS). Kas hastalıkları, vücuttaki kas hücrelerinin yapısını veya işleyişini etkileyen durumları kapsar. Nöroloji doktorları, hastalıkların teşhisini koymak ve tedavi planlarını oluşturmak için çeşitli muayene ve tetkik yöntemlerini kullanırlar. Bu, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, elektroensefalografi, elektromiyografi gibi teknikleri içerir.

Nörolojik hastalıkların tanı ve tedavisinde gelişmiş laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri önemli bir rol oynar. Bu tetkikler arasında EEG, EMG, MR, anjiografi gibi yöntemler bulunur. Kan tahlilleri de tanı sürecinde önemli bilgiler sağlar.

Nöroloji Bölümünde Yapılan Başlıca Tetkikler Nelerdir?

Nöroloji bölümünde gerçekleştirilen başlıca tetkikler, hastalıkların tanısını koymak, tedavi planlarını oluşturmak ve hastalıkların seyrini takip etmek amacıyla kullanılan çeşitli yöntemleri içermektedir. Bu tetkikler, nöroloji alanında uzmanlaşmış hekimler tarafından hastaların durumlarını değerlendirmek için önemli araçlardır. Beyin ve sinir sistemi ile ilgili sorunların belirlenmesi için en yaygın kullanılan yöntemlerden biri manyetik rezonans görüntülemedir (MRG). MRG, beyin, omurilik ve çevre dokuların detaylı görüntülerini sağlar. Bu, tümörler, damar anomalileri, dejeneratif bozukluklar ve diğer yapısal sorunların tespiti için kullanılır.

ADEO’dan ATO VE ADO Yönetimine İşbirliği Ziyareti ADEO’dan ATO VE ADO Yönetimine İşbirliği Ziyareti

Bilgisayarlı tomografi (BT) ise baş, beyin ve omurga bölgelerindeki anormallikleri incelemek için kullanılır. BT taramaları, özellikle acil durumlarda hızlı bir tanı koymak için sıklıkla kullanılır. Beyin damarlarının görüntülenmesi için anjiografi de benzer bir şekilde kullanılır. Elektroensefalografi (EEG), beyin aktivitesini ölçmek ve beyin dalgalarını kaydetmek için kullanılır. Epilepsi, nöbetler, uyku bozuklukları ve diğer nörolojik sorunların tanısında önemli bir araçtır. Elektromiyografi (EMG) ise kas aktivitesini ölçer ve kas hastalıklarının tanısında yardımcı olur.

Duyusal uyandırılmış potansiyeller (SEP) ve işitsel uyandırılmış potansiyeller (BAEP), sinirlerin ve beyin sapının çalışmasını değerlendirmek için kullanılır. Görsel uyandırılmış potansiyeller (VEP) ise gözlerin ve görsel sinirlerin işlevselliğini kontrol etmek için kullanılır. Lomber ponksiyon (beyin omurilik sıvısı alma), beyin ve omurilik sıvısının içindeki basınç, hücre sayısı ve kimyasal bileşim hakkında bilgi sağlamak amacıyla uygulanır. Bu, iltihaplı hastalıkların ve diğer nörolojik sorunların teşhisi için önemlidir.

Transkranyal manyetik stimülasyon (TMS), nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan bir non-invaziv stimülasyon tekniğidir. Bu yöntem, beyin aktivitesini etkileyerek belirli nörolojik sorunların iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Uyku testleri, özellikle uyku bozukluklarının tanısında kullanılır. Polisomnografi (uyku testi) ve Multiple Uyku Latans Testi (MSLT) gibi yöntemler, uyku apnesi, uyku bozuklukları ve diğer uyku ile ilgili sorunların değerlendirilmesine yönelik bilgi sağlar.

Nöroloji ve Genetik Bağlantıları

Nöroloji, sinir sistemi ve bu sisteme ait hastalıkları inceleyen bir branştır. Genetik faktörlerin nörolojik hastalıkların gelişimindeki rolü büyük bir önem taşır. Genetik bağlantılar, bireylerin genetik yapısında bulunan belirli varyasyonlar nedeniyle nörolojik sorunlara yatkınlığı etkileyebilir. Bazı nörolojik hastalıklar genetik mutasyonlara dayanabilir. Örneğin, Huntington hastalığı, genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkar ve bu durum sinir hücrelerinde dejenerasyona yol açarak hareket kontrolünü etkiler. Benzer şekilde, bazı miyelin kaybına neden olan genetik faktörler Multiple Skleroz gibi demiyelinizan hastalıkları tetikleyebilir.

Genetik testler, bireylerin genetik profilini belirleyerek nörolojik hastalıklara olan yatkınlıklarını değerlendirmeye yardımcı olabilir. Bu testler, özellikle aile geçmişinde nörolojik sorunlar bulunan kişilerde belirli genetik mutasyonları tespit ederek erken müdahale ve tedavi için bir temel oluşturabilir.

Nörodejeneratif hastalıklar, genetik yatkınlığın ötesinde çeşitli genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Alzheimer hastalığı gibi bazı demans türleri, genetik varyasyonların hastalık riskini artırabileceği kompleks bir etkileşimle ilişkilidir. Aile içinde belirgin nörolojik hastalık öyküsü olan bireylerde genetik danışmanlık, potansiyel riskleri değerlendirmek ve önleyici önlemler almak için önemli bir adımdır.

Genetik faktörler aynı zamanda nörolojik hastalıkların seyri ve tedavisine de etki edebilir. İlaçlara olan genetik yanıtlar bireyler arasında farklılık gösterebilir ve bu, kişiselleştirilmiş tedavi planlarının geliştirilmesini gerektirebilir. Genetik araştırmalar, nörolojik hastalıkların altında yatan genetik mekanizmaları anlama ve daha etkili tedavi yöntemleri geliştirme konusunda büyük ilerlemeler kaydetmektedir.

Editör: Murat BERHUN