Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de kadın cinayetlerinin sona erdirilemediğini, iş, ekonomi, siyaset, eğitim yaşamındaki kadın temsiliyetinin yetersiz olduğunu vurguladı.
Ne işte, ne okulda olan, artık iş aramaktan vazgeçmiş üretimin dışında kalan kadın oranının yüzde 29 seviyesinde olduğunu belirten Dr. Şevkin, iktidarın ‘2024 Emekliler Yılı’ diyerek emeklileri açlığa mahkum ettiği gibi şimdi de 2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan ederek kadınları üretim alanlarının dışına itip eve hapsetme anlayışını sürdürdüğünü kaydetti.
“2024’TE 394 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ, KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIM ORANI YÜKSELMİYOR”
100 yılı aşan kadın mücadelesinde kadının ülkemizde konumlandığı yerin, Cumhuriyet Devrimleri ile kazandığı hakların, ‘Medeni Kanun’un sağladığı eşit olanaklardan yararlanma haklarının gasp edilmeye çalışıldığını dile getiren Dr. Şevkin, “Bizler Cumhuriyet kadınları olarak, Cumhuriyet değerlerinden, Atatürk ilkelerinden ve kazanılmış haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle açıklama yapan Dr. Müzeyyen Şevkin, 2024 yılında 394 kadının öldürüldüğünü, 259 kadının ise şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini vurguladı. 2025 yılının ilk 2 ayında ise 49 kadının cinayete kurban gittiğini, 53 kadının ise şüpheli şekilde yaşamdan koptuğunu dile getiren Dr. Şevkin, kadın istihdamının erkeklere kıyasla daha düşük olduğunu, Türkiye’de geniş tanımlı kadın işsizliğinin yüzde 38 ile tarihi zirveye ulaştığını, kadınların işgücüne katılım oranının ise yüzde 35’ler seviyesinden yukarı çıkamadığını söyledi.
“DEMOKRASİ BİLİNCİ GELİŞEMEZ”
Kadınların genellikle hizmet sektörü ve tarım gibi düşük ücretli ve daha az yetkinlik gerektiren alanlarda yoğunlaştırıldığına işaret eden Dr. Şevkin, “Bu kötü tabloyu ortadan kaldırmak zorundayız. Kadınların hayatın her alanında daha etkin, yetkin ve güçlü temsili ülkemizde başta hukuk olmak üzere demokrasi bilincinin gelişmesine, ekonomik kalkınmanın da hızlandırılmasına vesile olacaktır” dedi.
Türkiye’de daha az sayıda kadının mühendislik, teknoloji ve yöneticilik gibi erkeklerin yoğun olduğu sektörlerde yer aldığını kaydeden Dr. Şevkin, “Elbette öncelikle kadınların öldürülmesinin önüne geçmeliyiz. Kadınların, çocukların ve ailenin korunmasını içeren İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı ansızın çekilmek kadınlar için onarılmaz yaralara sebebiyet veriyor. Yine kadınları koruyan 6284 sayılı yasanın etkin uygulanmaması da başka bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kadınlar öldürülmesin, kadınlar iş hayatında, siyasette, ekonomide, eğitimde, mühendislik ve teknoloji alanlarında daha çok yer alsın. Alsın ki Türkiye, Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilsin. Aksi halde bir arpa boyu yol almamız mümkün görünmüyor” diye konuştu.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN SONRA NE OLDU?
Türkiye’nin 1 Temmuz 2021’de Cumhurbaşkanı’nın bir sözüyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerinden derlediği bilgilere göre o tarihten bu güne kadar bin 223 kadının öldürüldüğünü kaydeden Dr. Şevkin, “İstanbul Sözleşmesi daha fazla zaman kaybedilmeden, daha çok kadın ölmeden yeniden imza altına alınmalı, 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır” dedi.
“KADINLAR ÖTEKİLEŞTİRİLİYOR”
Türkiye’de nefret söyleminin insanları birbirine karşı düşmanlaştırdığını, kadınların ötekileştirildiğini, ateşli silahların internette dahi satışta olduğunu, ruhsatsız silah sayısının 36 milyona dayandığını, silahların gölgesinde yaşayan kadınların ve çocukların acımasızca hayattan koparıldığını ifade eden Dr. Şevkin, “Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl ya cinayete maruz kalıyor ya da şüpheli bir şekilde ölü bulunuyor. Kadınlar bir sayı, bir rakam değildir. Kadınlar insandır. Dokunduğu her yeri güzelleştiren, hayatın her anını anlamlı kılan kadınların her alanda var olması için mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.