Portakal çiçeği kokusunun sokaklarını sarıp sarmaladığı dünyanın en güzel ve orijinal insanlarının yaşadığı Adana’daki karnaval coşkusu görülmeye değerdi.
Karnaval, ekonominin durduğu, esnafın adeta kan ağladığı bir dönemde kent sokaklarında Adanalılara adeta can simidi oldu.
Çeşitli platformlarda karnavalın adının portakal çiçeği olduğu vurgusu yapılarak karnaval programı kapsamında Adana’nın simgesi olan kebap, şalgam gibi yöresel yiyecekler üzerinden getirilen eleştirilerin ne kadar haksız olduğunu söylemeye gerek dahi yok.
Nüfusu iki milyonu aşan bir Adana’nın bir yıl boyunca karnavalı neden iple çektiğini anlamak için karnaval alanında beş dakika yürümek yeterliydi.
Hediyelik eşyalar, yöresel yiyecekler, içecekler satanlar ve bir o kadar bu stantlara uğrayan insan…
İşte Adana’nın buna ihtiyacı var.
Bu bağlamda Karnavalı eleştirmek Adana’ya ve Adanalılara yapılan en büyük kötülüktür.
Topu topu dört gün sürse de esnafından işportacısına, sanayicisinden, ev hanımına bu kentte yaşayan herkesin kazandığı karnaval keşke her gün düzenlense.
Bırakın ekonomik katkısını, karnaval alanlarında insanların yüzündeki o gülümseme bile bu karnavalın düzenlenmesi için çok iyi bir neden.
Adana’yı tanıtacak, Adana ekonomisine can verecek, insanların yüzünü güldürecek imece usulü daha bir çok etkinliğin yaşama geçirilmesi gerek.
Eski adıyla “Rakı”, güncel adıyla kebap şalgam festivali, Lezzet Festivali, Portakal Çiçeği karnavalı gibi kentin üzerindeki ölü toprağını atacak bu tür kitlesel etkinliklere kesinlikle daha çok ihtiyaç var.
Bırakın çeşitli bahanelerle insanların mutluluğundan, yüzündeki gülümsemeden rahatsız olan kesimlerin eleştirilerini, serzenişlerini…
Dikkate almaya bile değmez.
Halkın önünde kimse duramaz.
Adana halkı bu tür etkinlikleri özlüyor ve ısrarla istiyor.
Artık Adana’nın yerinde sayması, geriye doğru gitmesi değil gelişmesi, büyümesi gerek.
Polis adliye haberlerine değil, karnaval, sanat, festival haberlerine ihtiyacı var.