CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yaşanan sorunların her geçen gün derinleştiğini belirtti. Gürer, “2010 yılında et ve hayvan ithalatı başladı. O günden bu yana 10 milyon hayvan ithal edildi ve 11 milyon dolar yurt dışına gitti. Son 2 yılda ise 1 milyon 200 bin hayvan ithalatı gerçekleşti. Ama ne etin fiyatı düşüyor ne de hayvancılıkta sorunlar bitiyor.” dedi.
Hayvancılığın olduğu her yerde veteriner hekimlerin mutlaka bulunması gerektiğini belirten Ömer Fethi Gürer, “Ne yazık ki ülkemizde Veteriner Genel Müdürlüğü dahi kaldırıldı. Sorunlarını dinlemek ve hayvancılığın politikalarının ne olması gerektiğine bir kez daha işaret etmek için buradayız” ifadelerini kullandı.
İKLİM KANUNU HAYVANCILIK İÇİN RİSK TAŞIYOR
Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Gülay Ertürk, iklim değişikliğine ilişkin yasa tasarısının yetersizliğine dikkat çekti. Ertürk, “İklim değişikliği ile ilgili bir kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülüyor. Ancak iklim değişikliği dediğimiz zaman akla gelen sadece insan sağlığı ve sera gazı emisyonu ile sınırlı olmamalı. Çünkü iklim değişikliğinin etkilediği insan sağlığının yanında hayvan sağlığı, bitki sağlığı ve çevre sağlığı ile ilgili unsurlar da var. Bu anlamda mevcut olan kanun tasarısında herhangi bir önlem ya da denetim ile ilgili bir bilgi söz konusu değil.” dedi.
Hayvansal gıda arzının artırılmasının önemine işaret eden Ertürk, “iklim değişikliğinin yarattığı sonuçlar itibarıyla bizim hayvansal gıda arzıyla ilgili de birtakım durumlar yaşamamız söz konusu. Sadece hayvan varlığını iklim değişimini ve metan gazı üretimi boyutunda değerlendirmek gerçekten çok eksik ve çok yanlış bir bakış açısı olur.
Çünkü bugün itibarıyla Türkiye’de hayvansal gıda ile ilgili mevcut nüfusumuz söz konusu olduğunda yeterli bir hayvansal gıda tüketimimiz yok. İklim değişikliğinin sebep olacağı 2050 yılı itibarıyla, örneğin, dünya nüfusunun 9 milyarı aşacağı ve mevcut olan hayvansal proteinin şimdikinden %60 daha fazla arz edilmesi gerektiği ile ilgili bir sonuç varken, ülkemizde de bu konuda önlemler almak gerekir. Hayvansal gıda üretimini artıracak yönde bu iklim değişikliği ile ilgili yasa tasarısına gerekli eklemeler yapılmalı. Dolayısıyla mevcut yasa tasarısını şu anki durumuyla eksik buluyoruz. Geri çekilmeli ve tekrar uzman görüşler ile biz veteriner hekimlerin de görüşleri doğrultusunda yeniden hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz. Hayvansal gıda, hayvansal hastalıkların önlenmesi ve bu konuların özelinde tekrar değerlendirilmesi gerekiyor.
Ayrıca hayvancılık, ülkemizde beslenme olduğu kadar kalkınmayı da sağlayan temel unsurlardan birisi. Dolayısıyla hayvancılığın geliştirilmesi hem daha sağlıklı bir Türk halkının oluşturulması adına hem de ekonominin düzeltilmesi ve kalkınmanın sağlanması adına çok önemli bir konudur. Tüm bunların gözetildiği bir perspektiften yeniden bir iklim kanunu düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.”şeklinde konuştu.
KÜÇÜK İŞLETMELER KORUNMALI
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iklim kanunu tasarısının hayvancılık açısından ciddi riskler barındırdığını vurguladı. “Karbon ticaretini amaçlayan bir iklim kanunu, burada cezai hükümlerde ifade edilmese de hayvancılığa da sekte vuracak bazı maddeler içeriyor. Bu nedenle hayvancılık yapanlar açısından da risk taşıyor. Bu nedenle de kanun mutlaka geri çekilmeli. Hayvancılıkla ilgili özellikle küçük aile tipi işletmelerin korunacağı ve bunların oluşmuş sorunlarına çözüm üretileceği bir düzenleme de ihtiyaç olarak görülüyor. Bu açıdan kanun teklifi yalnızca bir rantta yönelik ticari bir kanun teklifi olarak değerlendiriliyor. İklimin tüm kapsayıcılığı da değerlendirilerek, iç göç ve çalışma süreçleri ile bununla ilgili oluşabilecek tarımdaki sorunların bütünüyle ele alınması gerekiyor. Ancak şu anda bu dolulukta bir tasarı mevcut değil. Onun için mutlak suretle bu kanun teklifi geri çekilmelidir”, dedi.Gürer, mevcut tasarının yalnızca ticari çıkarları gözettiğini ifade etti.
TEK SAĞLIK PERSPEKTİFİYLE YENİ BİR İKLİM KANUNU
Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Gülay Ertürk ise çözüm önerilerini şu sözlerle dile getirdi: “İklim kanunu, insan, hayvan ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alan, tek sağlığı gözeten bir perspektifle yeniden yapılandırılmalıdır.”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’ e Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Gülay Ertürk talepleri içeren isteklerini de anlattı. Ertürk “ Veteriner Hekimler Derneği olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmekte olan İklim Kanunu Taslağı’nı mevcut haliyle yeterli bulmuyor ve bu haliyle kabul etmiyoruz. Taslak, ağırlıklı olarak emisyon ticaretine ve karbon piyasasına odaklanmakta, ancak iklim değişikliğinin insan, hayvan, bitki, çevre ve ekosistem sağlığı üzerindeki çok yönlü ve yıkıcı etkilerini göz ardı etmektedir. Bu durum, taslağın kapsamının stratejik ve sürdürülebilir bir perspektiften yoksun olduğunu göstermektedir.
Ertürk, “İklim değişikliği yalnızca çevresel değil, aynı zamanda bir sağlık krizidir. Artan sıcaklıklar, kuraklık, sel, yangın gibi ekstrem iklim olayları biyolojik çeşitliliği tehdit etmekte; zoonotik hastalıkların yayılımı artmakta; yeni enfeksiyonlar insan, hayvan ve bitki sağlığını tehdit etmektedir. Bu nedenle yasa metninde “sağlık” ve “tek sağlık” kavramlarına açıkça yer verilmeli, bu yaklaşımlar kanunun temel bileşenlerinden biri haline getirilmelidir.” diye konuştu.
TARIM VE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ TASLAKTA GÖZ ARDI EDİLMİŞTİR
Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Gülay Ertürk, “İklim değişikliği özellikle hayvancılık ve tarım sektörleri üzerinde doğrudan ve yıkıcı etkiler yaratmaktadır. Sıcaklık artışları süt verimini düşürmekte, yem bitkisi üretimini azaltmakta, üretim maliyetlerini artırmaktadır. Ancak taslak, bu sektörlere yönelik somut politika ve destek mekanizmaları içermemektedir. Kanunda mutlaka:
• Hayvancılık ve tarım özelinde ayrı başlıklar açılmalı,
• Geçiş sürecini destekleyici mali ve teknik araçlar tanımlanmalı,
• Küçük ve orta ölçekli üreticilere özel teşvik ve koruma mekanizmaları oluşturulmalıdır.” dedi.
HAYVANCILIK SEKTÖRÜ YALNIZCA EMİSYON KAYNAĞI OLARAK DEĞİL, ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİDİR
Hayvancılık sektörü metan salınımı yönünden değerlendirilirken, biyogaz üretimi, mera alanlarının karbon yutak kapasitesi, organik gübre yönetimi gibi pozitif katkılar da dikkate alınmalıdır. Bu sektörü yalnızca cezalandırıcı bir anlayışla değil, dönüştürücü ve destekleyici politikalarla ele almak gereklidir.
Kanun hazırlık sürecine ilgili meslek odalarının katılımı sağlanmalıdır.İklim Kanunu taslağı, tarım, hayvancılık, sağlık ve çevre alanlarında uzman meslek örgütlerinin katkısı olmadan hazırlanmıştır. Bu durum, saha gerçekliklerinden uzak, soyut ve uygulanamaz hükümlerle dolu bir taslak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yasalaşma süreci öncesi mutlaka Veteriner Hekimler Derneği ve diğer ilgili meslek kuruluşlarının görüşleri alınmalıdır.
Zoonotik hastalıklar ve vektör kaynaklı salgınlar artmaktadır. Küresel ısınma nedeniyle farklı vektör kaynaklı hayvan hastalıkları yaygınlaşmış, pratikte karşılaşılan zoonotik hastalıkların oransal olarak %61’in çok üzerine çıktığı gözlemlenmiştir. Bu durum yalnızca hayvan sağlığını değil, gıda güvenliğini ve insan sağlığını da doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle taslakta zoonozlara karşı izleme, erken uyarı ve mücadele sistemlerine ilişkin hükümlere mutlaka yer verilmelidir.
Arıcılık ve tozlaşma ekosistemi göz ardı edilmemelidir.Dünya arıcılığında ikinci sırada yer alan ülkemizde, insan gıdasının %35’inin arı tozlaşmasına bağlı olduğu düşünüldüğünde; iklim değişikliği sonucu ortaya çıkan sıcaklık artışları arıları doğrudan ve dolaylı yollarla tehdit ederek ekosistem ve gıda üretim sistemlerini riske atmaktadır.
İklim Kanunu kapsamında, arıların ekosistem ve tarım için kritik rolü göz önünde bulundurularak:
• Pestisit kullanımının sınırlandırılması,
• Doğal yaşam alanlarının korunması,
• Yerli arı türlerinin desteklenmesi önemlidir.
Ayrıca, iklim dostu tarım uygulamaları teşvik edilmeli ve arı sağlığına yönelik bilimsel araştırmalar desteklenmelidir. Çünkü arıların varlığı, insanlığın geleceği için kritik öneme sahiptir.
Bilimsel ve sektörel dayanaklardan yoksun, denge unsurları eksik bir taslaktır.Mevcut taslak, yalnızca piyasa temelli araçlara (karbon ticareti, sertifika sistemleri) odaklanmakta; ancak bu sistemlerin küçük üreticilerce nasıl entegre edileceği, sürdürülebilir gıda arzı açısından nasıl bir dönüşüm gerektirdiği belirsizdir. Oysa üretim sistemleri ve halk sağlığı doğrudan etkilenmektedir. Bu nedenle taslak:
• Sadece piyasa odaklı değil, insan ve toplum refahını gözeten dengeli bir yaklaşımı benimsemeli,
• Kırsal yoksulluğu önleyici sosyal politikaları içermeli,
• Hayvancılığın geleceği için düşük karbonlu üretim modellerine geçişi teşvik etmelidir.
Veteriner Hekimler Derneği olarak bizler, taslağın mevcut haliyle iklim krizine karşı etkili ve bütüncül bir mücadele için yeterli olmadığını düşünüyoruz. İklim krizinin sağlık, gıda güvenliği, hayvancılık, tarım ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri göz önüne alınarak, yasa taslağına bu alanları kapsayan somut, uygulanabilir, bilimsel temelli hükümler mutlaka eklenmelidir. Aksi takdirde yasa, yalnızca çevre değil halk sağlığı ve ülkenin gıda güvencesi açısından da büyük eksiklikler barındıracaktır.” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iklim kanunu bir ticaret kanunu olarak düşünülmesi bu bağlamda yaşanacak sorunları içermemesi nedeni ile mecliste geri çekilmesi, çekilmemesi halinde ret oyu vererek karşı çıkacakları ifade etti.