Eşcinsellik hastalık değildir
Eşcinsel, duygusal ve cinsel yönelimi hemcinsine dönük olan kişi.
Kadınsa kadından, erkekse erkekten hoşlanan bireyi tanımlamak için kullanılan sözcüktür.
Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim.
Yukarıda yaptığım tanımlamayı ben değil bilimsel araştırmalar söylüyor. Toplumumuz geleneklerine bağlı bir yapıya sahip olduğundan, sıradan vatandaşımız bazı doğal durumları dahi doğal bulamıyor ve tepkisel yaklaşabiliyor.
Onları, eğitim sistemimizin sağlam temellere dayalı olmadığı gerçeğini düşününce, kısmen de olsa yadırgayamıyoruz kimi zaman; bu tepkilerinden dolayı.
Örneğin eşcinsellik, bireyin cinsel tercihi ve hissettikleri ile ilgili bir durum. Yani insanın doğasında olabilecek bir şey.
FAKAT HASTALIK DEĞIL!:)
Yani topluma asıl yön göstermesi gereken devlet ‘’büyük’’leri maalesef yüksek medeniyetler seviyesine erişemediklerinden, toplumu ‘’önder’’ kişiler olarak ileriye değil geriye yol aldırıyorlar.
Keşke kavga etmek, evde dizi izlemek, sataşmak, laf kalabalığı yapmak, tamamen soyut kavramlarla halkın beynini yıkamak, üstün yetkilerini ‘’kendin pişir kendin ye’’ yapmak, kafayı şeytanlığa çalıştırmak yerine ülkemizi, milletimizi çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmaya gayret etseler, bir süre sonra belki faydasını görürdük ucundan kıyısından..
Ama bizimkiler kendi bilmediklerini de böyle ayyuka çıkarıyor.
Biri duysa üstüne güler misali.
Duyan herkes gülüyor bahsettiğim konuya.
Hatta ölümsüz eserler bırakıyorlar çeşitli yollarla yapılan saçmalıkarı kanıtlayan.
Karikatürler bu yollardan bir tanesi.
Millet yaptıkları nü heykelleri çağdaş sanat anlayışlarıyla, gururla gökdelenlerin tepelerine çıkarırken, biz insana huzur veren şeylerden biri olan ve üzerine birçok mitolojinin olduğu ‘aşk’ı, ‘saf’lığı ve çağdaşlığı simgeleyen heykelleri acımadan yıkıyoruz. Yani uzun lafın kısası, adımlar durmadan geriye atıyor…
Halkımızın birçoğu da buna hazırmış meğer.
Pardon; hiçbirşey görmek istemiyorlar.
Kimisi zaten bu düzeni istiyor.