Siyaset

DEVA Partili Kısacık: "Türkiye Ekonomik Olarak İşgal Altında"

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, "Avrupa’daki bir yatırımcı kendi ülkesinde 17 yılda kazanacağı faizi Türkiye’de bir yılda kazanıyor!" dedi.

Abone Ol

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, “2025 yılı bütçesini detaylı olarak analiz ettiğimizde ülkemizin içler acısı durumunu bir kez daha bu bütçede maalesef görüyoruz. Bu bütçe Türkiye’nin uluslararası faiz lobileri tarafından ekonomik işgal edildiğinin en önemli göstergesidir” dedi. Kısacık, düzenlediği basın toplantısında, Türk ekonomisinin işgal altında olduğunu vurguladı.

“Ülkeler sadece topla, tüfekle işgal edilmez!”

“Ülkeler sadece topla, tüfekle, askeri güçle işgal edilmez. Ülkeler bazen, tek bir kurşun atmadan ekonomik güçle, ekonomik sömürü ile de işgal edilebilir. İşte bugün bizim Türkiye olarak yaşadığımız emperyalist güçler tarafından ekonomimizin işgal altında olduğudur ve bunun en önemli göstergelerini de 2025 bütçesinde net olarak görüyoruz. Şimdi 2025 bütçesine baktığımızda faize ayrılan tutar 1 Trilyon 950 Milyar TL’dir. Değerli arkadaşlar, bakın bu miktar bir ülke ekonomisi için çok büyük bir rakamdır. Belki bu size, rakamsal olarak bir şey ifade etmeyebilir. Ama şimdi bu rakamın detaylarına baktığımızda olayın vahametini daha iyi göreceğiz.”

“Güvenlik ve Ulusal Savunma Bütçesine Ayırdığımız Paydan Daha Fazlasını Faize Ödüyoruz!”

“Arkadaşlar 1 Trilyon 950 Milyar TL faiz ödemesi, toplum güvenliği ve ulusal savunma için ne demek biliyor musunuz? 2025 yılı bütçesinde toplum güvenliği ve ulusal savunma için ayırdığımız miktar toplam 1 Trilyon 600 Milyar TL iken, biz faize 1 Trilyon 950 Milyar TL ödüyoruz. Afet risklerinin azalması, depremlerin yol açtığı hasarların giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için ve depreme dayanıklı şehirlerin inşası için bütçeden ayrılan pay, 584 Milyar TL iken, biz sadece faize 1 Trilyon 950 Milyar TL ödüyoruz. Bakın neredeyse deprem bölgeleri için ayırdığımız paranın 4 katını sadece faize ödüyoruz.”

“Yükseköğretime Ayrılan Paydan Daha Fazlasını Faize Ödüyoruz!”

“Aydınlık geleceğimizi inşa etmek için en önemli kurum olan yükseköğretime ayrılan pay 520 Milyar TL iken, biz sadece faize 1 Trilyon 950 Milyar TL ödüyoruz. Yine yükseköğretime harcayacağımız paranın yaklaşık 4 katını biz sadece faize harcayacağız.”

“Tarım ve Sanayiye Ayrılan Paydan Daha Fazlasını Faize Ödüyoruz!”

“Ülkemiz için en önemli, en stratejik sektörlerden ve üreticilerinden birisi olan tarım sektörüne ve çiftçilerimize bütçeden ayrılan pay, 358 Milyar TL iken, biz faize 1 Trilyon 950 Milyar TL ödüyoruz. Tüm tarım sektörüne ve çiftçilerimize verdiğimiz payın yaklaşık 6 katını sadece faize harcayacağız. 

Sanayinin geliştirilmesi üretim ve yatırımın desteklenmesi için ayrılan pay bütçede 130 Milyar TL iken biz faize 1 Trilyon 950 Milyar TL harcıyoruz. Ülkemizin kalkınmasının göz bebeği ve lokomotifi olan sanayiye ayırdığımız paranın neredeyse 10 katını biz faize harcayacağız.”

“Avrupa’da Bir Yatırımcı Ülkesinde 11 Yılda Kazanacağı Faizi Türkiye’de Bir Yılda Kazanıyor!”

“Arkadaşlar bakın, bunlar sadece bazı örnekler. Bu bütçe göstermiştir ki, vatandaşımızın emeği, alın teri faiz aracılığı ile emperyalist ülkelere, uluslararası faiz lobilerine peşkeş çekilmektedir. Şöyle bir Avrupa’ya ve Amerika’ya bakalım. Avrupa Birliği Merkez Bankasının faiz oranı şu anda yüzde 3’tür. Peki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın politik faizi kaç? Yüzde 50! Bu ne demektir? Avrupa’daki herhangi bir faiz yatırımcısı, kendi ülkesinde yaklaşık 17 yılda kazanacağı faizi, Türkiye’de birkaç yılda kazanmaktadır. ABD Merkez Bankası faiz oranı kaç? Yüzde 4.75! ABD’de bir faiz yatırımcısı kendi ülkesinde yaklaşık 11 yılda kazanacağı parayı bizim ülkemizde sadece 1 yılda kazanıyor.”

“Esnafımızın, Çiftçimizin, Sanayicimizin Emeği Peşkeş Çekiliyor!”

“Şimdi buradan soruyorum. Yahu bu milletin emeği bu kadar ucuz mu? Bu esnafımızın alın terini, çiftçimizin ürettiği ürünün değerini, sanayicimizin emeğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisini uluslararası faiz fonlarına, emperyalist ülkelere peşkeş çekmek değil midir? Bakın geçtiğimiz yıl, biliyorsunuz, esnafımızın aldığı kredilerin faizleri artırıldı. Peki bu artırılan faizler nereye transfer ediliyor? Uluslararası faiz fonlarına transfer ediliyor!

“Ali Babacan, Ülkeyi IMF İşgalinden Nasıl Kurtardıysa Bu Ekonomik İşgale de Son Verecek Güçtedir”

“Bu durum ekonomimiz üzerindeki işgali bir kez daha göstermektedir. Ama şunu net olarak söyleyeyim değerli arkadaşlar, 2002 yılında önce de Türkiye, IMF işgali altındaydı. IMF denilen uluslararası tefeci kuruluşun işgali altındaydı. Nasıl ki 2002’den sonraki dönemde Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan, ekonomi yönetimini devralmış, ülkemizi IMF’nin o kıskacından kurtarmış, ülkemizin IMF’ye olan borcunun tamamını ödemiş ve hatta IMF’ye borç para verir hale gelmişse, yine Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan başkanlığındaki DEVA kadroları ülkemizin bu ekonomik işgaline son verecek güçtedir.”