Abdullatif ŞENER beyin mitinge benzer açılış programının sonrasında mihmandarımız kendisini takip etmemizi söyleyerek, Mardin’den geldiğimiz istikamet olan Kızıltepe İlçesine doğru bizleri yönlendirdi. Aracımız; 150 den fazla araç konvoyunun da takip ettiği en öndeki Türkiye Partisi otobüsünü izleyerek düz asfaltta 40 dakika kadar ilerledikten sonra sağa dönerek yeşilliklerin ucunda minaresi gözüken köye doğru yaklaştı.   
               Gözlerin takipte zorlanacağı genişlikte yeşil soğanların ve yeşil buğday başaklarının arasından kıvrılarak köy girişindeki el sallayan coşkulu çocukların arasından geçerek meydanda kurulmuş devasa çadırların önüne aracımızla park ettik. Her bireri 300 kişiye yer oturumunda sofra olabilen çadırlarımıza oturduk. Her gün aynı nizam yemek verilirmiş düzen ve hızlılığında 80 cm. çapındaki geniş tepsiler içindeki pirinç pilavı ve üstüne bol miktarda kuzu kızartması serpilmiş etlerimiz servis edildi.
               Tandır usulü pide ekmeklerin yanına tarladan henüz kopartılmış yeşil soğanlar da yeşil taze biberlerle birlikte bol miktarda servis edildi. Lezzet durakları olarak program yapan kimi gezginler, bugün bu duraktan habersizler ya! Bu güne kadar anlattıklarının tamamı eksiktir kanımca. Çünkü burası sadece bir lezzet durağı değil, gönülleri devasa çadırlara sığmayan çok mübarek ve çok yürekli insanların bir lezzet ve ikram köyü aynı zamanda. Burası Mardin’in Kızıltepe ilçesinin Kalaycık köyü… Bu köye uğramadan lezzet duraklarını anlatan, o tüm yapımcılar ve televizyoncular gerçek lezzet durağına kesinlikle hâlâ uğramamışlardır. Bu vesileyle ihtimamla duyurulur. 
               Mahiyetindeki samimi insanlarla misafirperverliğin en yüceliğini 1000 kişilik bir kalabalığa eksiksiz sergileyen mütevazı insan kıymetli Abdurrahman YAŞİN beye ve Türkiye Partisi Kızıltepe İlçe Başkanı Sayın Hüseyin YAŞİN beye, 30 koyun kurban ederek binden fazla insanı layıkıyla ağırladıkları için teşekkürlerimizi, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz. Teşekkürler Kalaycık köyü, sağ olun sevgili YAŞİN kardeşler. 
               Bol miktarda kabartılmış sırt yastıkları ile donatılmış ve zeminine halılar serpilmiş kocaman çadırlarda, çataldan fazla ellerimizi kullanarak yediğimiz kaburgaların tadı damağımızda kalarak, buram buram Anadolu soluyan bu güzel köyden ayrıldık. Bir daha bu köyü ziyaret etmek ömür takvimimize sığacak mı bilinmez. Sevgi ile sallanan elleri ve hasretle nemlenen samimi gözleri arkamızda bırakarak Kalaycık köyü’nden tekrar konvoy eşliğinde Mardin İstikametine doğru yol almaya başladık. 
               Kendiliğinden oluşan bu ilgi ve alaka dalgaları; Türkiye’nin ufkunda yeniden bir değişim arzusunun tatlı belirtileri gibi geldi bana. Yol boyunca araçların korna yankıları, insanların sevgi ile el sallayışları ve tarlalarda çalışan iki büklüm insanların doğrularak konvoyun coşkusuna tarla arıklarından ortak oluşları, sanki bir şeylerin müjdecisi gibi geldi bana. Anadolu’nun böylesi akıl ve hamiyet sahipleri olduğu müddetçe, milletimize kurulmak istenilen tuzakların her zaman farkına varabileceğinden emin oldum Kalaycık köyü’nü gördükten sonra. Bu günlük de hoşça kalın.