Hızla artan nüfusun ve azalan toprak kaynaklarının gıda üzerindeki baskıyı arttırdığını söyleyen Başkan Tanburoğlu şunları söyledi: “Küresel ısınma ve iklim değişikliği, Ukrayna- Rusya savaşı ve yanı sıra yaşanan ekonomik çöküntü hem üreticiyi hem de tüketiciyi zorluyor. Tüm bu olumsuzluklara hazırlıksız yakalanmamızı sağlayan AKP ve onun tek adam rejimi sonucu Türkiye gıda enflasyonunda Avrupa ve OECD ülkeleri içinde 1., Dünya’da 4. sıraya yükseldi. Üretmek yerine ithalatı önceleyen bu anlayış ülkemizi tarımda tamamen dışa bağımlı hale getirdi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre 2002'de çayır ve meralarla birlikte 41 milyon hektar olan toplam tarım alanı 2021'de 38 milyon hektara gerilerken tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerle sebze bahçelerinin alanı daraldı. Toplam tarım alanlarının 14,6 milyon hektarını çayır ve meralar oluştururken tahıl, meyve-sebze ve bitkisel ürünlerin alanı 20 yılda 26,6 milyon hektardan 23,4 milyon hektara düştü. Türkiye, ayçiçeği, mercimek, mısır, kuru fasulye, buğday, arpa, taze soğan, sarımsak gibi ürünlerde kendi kendine yeterliliğini kaybetti.”
TÜİK verilerinin bitkisel üretimin arttığını ancak artan nüfusa yetmediğini ortaya koyduğunu anlatan Tanburoğlu, “2000 yılında ülke nüfusu 65 milyon ve bitkisel üretim 100 milyon tondu. 22 yılda bitkisel üretim %28 artarken ülke nüfusu %33 arttı. Bitkisel üretimdeki artış nüfus artışının altında kaldı. Kaldı ki bu rakamlara 5 milyon sığınmacı ve 51 milyon turist eklenmemiştir. Bitkisel üretimin yetersizliği ürün bazında devam etmektedir. Bugün buğdaydan arpaya, mısırdan pirince, mercimekten kuru fasulyeye, pamuktan tütüne, ayçiçeğinden şekere birçok ürünü dışarıdan ithal ediyoruz. Bunun en önemli nedeni bu ürünlerde ülke ihtiyacını karşılayacak üretim olmamasından kaynaklanmaktadır” dedi.
Önlem alınmazsa üretim yapan kimse kalmayacak
Siyasi iradenin tarımı bitirmekten vaz geçip, geç kalmadan üreticiyi desteklemesi gerektiğini söyleyen Tanburoğlu konuşmasını şu şekilde tamamladı. “Buğday üretimi ortalama 20 milyon ton ve bu yıl beklenen rekolte 19,8 milyon ton, Arpa üretimi ortalama 7,5 milyon ve bu yıl beklenen rekolte 8,5 milyon ton, 2005 yılında ülkemizde 9,5 milyon ton arpa üretimi yapıldı. 2022 ve 2023 yılında hala o rekolteyi yakalayamadılar. Buğday ve arpa üretimi yerinde sayarken mısır ve çeltik üretiminde artış olmasına rağmen yetersiz kaldı. Bu yıl mısır üretiminde 8,3 milyon ton rekor bir üretim gelmesine rağmen içerde mısır fiyatları yerlerde sürünürken dışarıdan mısır ithal etmeye devam ediyoruz. Bu içerdeki üretimin yetmediği gibi çiftçimizi korumak gibi bir tedbirlerin alınmadığını göstermektedir. Gelecek yıl mısır üretecek çiftçi bulamayacağız. Aynı durum çeltik üretiminde de geçerli. Geçen yıl 1 milyon ton olan üretimimiz bu yıl 50 bin ton azalarak 950 bin ton olması bekleniyor. Üretimin azalması ve içerde pirinç fiyatlarının yükselmesi sonucu AKP, ya ithalatı seçiyor ya da ithalatı yasaklıyor. Pamuk üreticisi içinde benzer durumlar söz konusu. Geçen yıl pamuğun dünyada fiyatlarının artması sonucu ithalatına en çok para ödediğimiz pamuk üretimi tekrar artma eğilimine girdi. Çiftçimiz bu yıl 2 milyon 750 bin ton pamuk üretti ve ürettiğine pişman edildi. Bugün pamuk üreticisi pamuğunu maliyetine bile dahi satamamaktadır. Tarımda planlama yapılıp, önlem alınmazsa gıda enflasyonu daha hızlı bir şekilde artacak ve önümüzdeki yıllarda üretim yapacak çiftçi bulamayacağız.”