CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçilerin toplam borcu son beş yılda yedi kat artarak 2020 yılında 111 milyar 216 milyon TL’den, 2025 yılında 822 milyar 366 milyon TL’ye ulaştı. Sadece 2024-2025 yılları arasında çiftçi kredi borcu 214 milyar TL arttı. Bu rakamlar, çiftçilerin tarımsal üretim için krediye bağımlı hale geldiğini gösteriyor.” dedi.
Gürer, “Borç sarmalının büyüdüğünü görüyoruz. Çiftçimiz ürettikçe kazanması gerekirken, ürettikçe borçlanıyor. Tarım, çiftçinin alın teriyle ayakta durabilmesi gerekir; borçla değil. Bunun için ürünü üretirken ve satarken yanında onu destekleyecek kamucu anlayışa ve yeniden yapılandırılacak güçlü tarım kooperatiflerine ihtiyaç var.” diye konuştu.
KİŞİ BAŞINA BORÇ YÜKÜ KATLANIYOR
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2020 yılında ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 127 bin iken, Bakanlık bu sayının 2 milyon 700 bin kişi olduğunu ifade etmektedir. Son yıllarda ÇKS’li çiftçi sayısı her yıl değişkenlik göstermektedir. 2020 yılı çiftçi borçlarını hesaplarsak, 2020 yılında Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı bir çiftçinin ortalama borcu 52.288 TL iken, 2025 yılında bu rakam tarım kesiminde kişi başına 304.580 TL’ye ulaşmaktadır. Bu ortalama, çiftçi sayısının 2 milyon 700 bin kişi olarak dikkate alınarak değerlendirilmesiyle ortaya çıkan bir sonuçtur. Ancak, tarım kesimi ortalama borcu işletme yapısına göre değişkenlik gösterebilir. Kredi borçlarında tarım kesiminde işletme büyüklüğüne göre kullanılan kredi miktarı da artmaktadır. Ortalama tarım kesimi kişi başına düşen borç miktarındaki bu artış, çiftçiler üzerindeki ekonomik baskının bir göstergesidir.” dedi.
Gürer, “Tarım kesimi her yıl değil, her ay bir önceki ayı aratır biçimde ekonomik krizin etkisindedir. Son aylarda gübre ve yem yanı sıra her gider kaleminde artışlar yaşanmaktadır. Artan girdi maliyetleri nedeniyle tarlasını ekmekte ve hayvanlarını beslemekte çiftçi ve besici zorlanmaktadır. Borç yüküne rağmen, tarlası ve traktörü olan, kredi bulabilen çiftçi, ekim ve bakım dışında başka bir işi olmadığı için tarımda kalmaya çalışmaktadır. Pek çok çiftçi, ekebileceği alanın yalnızca bir bölümünü ekebildiğini anlatmaktadır. Çiftçiyi üretimden uzaklaştıran bu sistemin devam etmesi, ülkemizin gıda güvenliğini ithalatla sağlama anlayışını tekrar gündeme getirmektedir.” diye konuştu.
KOOPERATİFÇİLİK ÖNEMLİ
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım sektöründe üretim kadar depolama, işleme ve satış süreçlerinde de ciddi sorunların olduğunu belirtti. Gürer, 2024 yılında özellikle sebze ürünlerinde büyük bir israf yaşandığını vurgulayarak, bu durumun kooperatifçiliğin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade etti.
Gürer, “Gıda kooperatifçiliği yeniden düzenlenmelidir. Tüccarla rekabet edebilecek ve üretilen ürünü değerlendirebilecek kooperatifler, günümüz koşullarına uygun şekilde yeniden oluşturulmalıdır. Çiftçi ve besicinin ihtiyacı olan ürünleri uygun fiyatla temin eden, üretilen ürünü işleyerek pazara sunan bir kooperatifçilik sistemine geri dönüş zorunluluktur. Geçmişte devasa kooperatifler oluşturulmuş ancak bu yapıların içi boşaltılmış ve işletmeleri yok edilmiştir. Yeni bir yasal düzenleme ile kooperatifçilik tarımda öncü hale getirilmelidir.” dedi.
Kooperatiflerin yanı sıra kamu kurumlarının da sürece dahil olması gerektiğini belirten Gürer, rekabet koşullarının çiftçi, besici ve üretici lehine olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Gürer, “Çiftçilerimiz üretmek, tarlasını sürmek, besicilerimiz hayvanlarını beslemek ve ineklerini sağmak istiyor. Ama hepsinden önemlisi, bu emeğin karşılığında hak ettikleri kazancı almak istiyorlar. Ancak mevcut ağır yük altında üretim yapmaları her geçen gün daha da zorlaşıyor. Tarım sektöründeki sorunlar planlama, öngörü ve süreçlerin doğru yönetilmesi ile çözülebilir. AKP iktidarı, çiftçinin sesine kulak vermeli ve tarım politikalarını acilen gözden geçirmelidir.” diye konuştu.
ÇİFTÇİYİ KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYIN
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım sektöründe maliyetlerin hızla artmasının çiftçi ve besiciyi büyük bir çıkmaza sürüklediğini ifade etti. Gürer, elektrik, sulama suyu, işçilik, tarla kirası, ahır gideri, aşı, veteriner, gübre, mazot, yem, ilaç ve nakliye gibi temel girdilerdeki fiyat artışlarının üretim maliyetine doğrudan yansıdığını belirtti.
Gürer, “Bu süreç çiftçi ve besiciyi krediye mahkûm etmektedir. Çiftçi, ürettiği ürünü satarak borcunu kapatıyor ancak hemen ardından yeniden borçlanarak sürecin içinde kalmaya çalışıyor. Bu kısır döngü, tarım sektöründeki sürdürülebilirliği her geçen gün daha da zorlaştırıyor.” dedi.
Devlet desteklerinin çiftçinin ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak olduğuna dikkat çeken Gürer, “Artan maliyetlere rağmen, 2025 yılı bütçesinde çiftçiye verilmesi gereken destekler yine yetersiz kaldı. Çiftçimiz, kendi çabasıyla ayakta kalmaya çalışıyor ancak bu durum bu yılın alım fiyatlarına da bağlı. Girdi maliyetleri düşürülmeden ve çiftçiye doğrudan destek sağlanmadan tarım sektöründeki sorunların önüne geçilmesi mümkün değil.” şeklinde konuştu.
TARIMDA SORUN OLUŞMASI GIDAYI ETKİLİYOR
Gürer, tarım sektöründe yaşanan sorunların yalnızca çiftçileri değil, 85 milyonluk Türkiye’yi etkilediğini vurguladı. Gıda fiyatlarındaki artışın temelinde üretim girdilerinde yaşanan fiyat artışlarının yattığını belirterek, “Tarım, sadece çiftçinin meselesi değildir; bu, 85 milyonun meselesidir. Çiftçinin üretimden kopması, besicinin hayvancılıktan uzaklaşması halkın sofrasındaki gıdanın, ekmeğin küçülmesi anlamına gelir.” dedi