Mersin’in Erdemli İlçesi Üzümlü Mahallesi’nde balcılık yapan Hacı Osman Çalışkan; Türkiye’nin yayla ve dağlarında flora, endemik ve polen olarak çok bitki çeşitliliğine sahip olduğunu, bu nedenle bal üreticilerini şanslı gördüğünü, bu fırsatı tüm üreticilerin iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
Bal üreticiliğini emekli bir öğretmenin yanında 2 yıl staj yaparak öğrendiğini daha sonra kurslara giderek sertifikalar aldığını ifade eden Osman Çalışkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“42 yıldır arıcılıkla uğraşıyorum. 250 kadar kovanım var. Yılda iki kez arı sağımı yapıyorum. Yaklaşık 2 ve 2.5 ton bal alıyorum. Ana arıyı, polen ve prepolisi kendim üretiyorum. Her yıl arı kovanlarını Türkiye’nin farklı yaylarına götürüyorum. Geçen yıl Karaman’a götürdüm ve verimli bal elde ettim. Avrupa’da doğal bal; eczanelerde ilaç olarak satılıyor. Çünkü her derda deva… Ülkemizde ise tüketiciler bal satanlara güvenmiyor. Bu bağlamda bal üreticileri daha titiz ve dürüst davranmalı. Hakiki bal 500 TL’nin altında olamaz. Marketlerde 70-80 TL’ye satılan balları çok doğru bulmuyorum. Bal hileye çok uygun. Ciddi denetim caydırıcı olur. Tüketicilerin güvenini kazanmak için daha titiz ve hassas davranmamız gerekir.”
BAL ÜRETİCİLİĞİ ÇOK ZAHMETLİ
Bal üreticiliğinin çok zahmetli ve uzun zamana dayalı olduğuna dikkat çeken Osman Çalışkan, kovanların temizliğine çok önem verdiğini, arılara adeta bebek gibi baktığını, hastalıklardan korumaya çalıştığını belirterek, “Hakiki bal kısa zamanda olmaz. Ailece çok büyük çaba gösteriyoruz. Bazen beklenmedik hastalıklardan dolayı bal verimi düşük olabilir. Birçok hastalığa şifa ve ilaç olarak kullanılan balı her yaşta herkes tüketmeli” diye konuştu.
BAL BUZDOLABINDA SAKLANMAZ
Balın cam kavanozda ve güneş görmeyen yerde saklanması gerektiğini belirten Osman Çalışkan, balın buzdolabında saklanmasının yanlış olduğunu kaydetti. Çalışkan, mevcut arılardan kır balı elde ettiğini, çok açık sarı yerine koyu renkte balın tercih edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi
