Tarımsal girdi maliyetlerinin sürekli artması karşısında açıklanan fiyatın, düşük olduğuna ve çiftçilerin beklentilerinin çok aşağısında olduğuna değinen Yiğit, iktidarın tarım politikalarını da eleştirdiği açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Geçtiğimiz yıl AKP iktidarı tarafından açıklanan 5,7 TL'lik mısır alım fiyatı, 2023 yılı için 6 TL olarak belirlendi. Tarımsal üretim girdi maliyetlerinde yaşanan olağanüstü artışlara rağmen sadece %5.3'lük alım fiyatı artışı, çiftçiyi iflasa sürüklemekten başka bir anlam taşımıyor.
Çiftçi, özellikle mazot, gübre, tohum, elektrik ve tarım makineleri gibi temel üretim girdilerinde yaşanan artışlar karşısında karşılaştığı her engeli, varsa, kendi öz kaynaklarıyla veya bulabilirse borçla aşmak zorunda kalıyor ve bu noktada devletin desteğine ihtiyaç duyuyor. Üretim girdilerinin yüzde 100'ü aştığı bir dönemde açıklanan fiyatla çiftçi cezalandırılırken üretimden de uzaklaştırılıyor.
O zaman soruyoruz… İktidarın tarım politikaları çiftçinin lehine mi çalışıyor, yoksa çiftçiyi zor durumda bırakan bir sistem mi söz konusu? Gerçek şu ki, tarım politikaları uzun zamandır çiftçi kesiminin temel ihtiyaçlarını göz ardı ederek iktidarın kendi siyasi çıkarları ekseninde bir yaklaşımı benimsemiştir. Tarım sektörü sadece ekonomik bir sektör değil, aynı zamanda ülkenin gıda güvencesini sağlayan temel bir yapı taşıdır. Ancak, çiftçilere yeterli destek sağlanmadığı takdirde bu yapı çökmeye mahkumdur.
Tüm tarafların faydalanması için 2021 yılı Haziran ayında Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan tarafından Adana’da açıklanan ve çözüm önerileri getirdiğimiz “Deva Partisi Tarım Eylem Planı”mızda yer alan tüm sorunları bugün yaşamaktayız. Tarım sektörünün sorunlarını bilmek yetmez, çözüm üretmek ve uygulamak gerekiyor. Ama görünen o ki, iktidarın önceliği başka yerde.
Sürdürülebilir tarım politikası nasıl olur, çiftçilerimiz hangi koşullarda verimli üretim yapabilir, bunları çiftçilerimizin ağzından dinlemek yerine, kendi zihin dünyalarında tarımı batırma pahasına şekillendirmeye devam ediyorlar. Çiftçilerimizin tarımsal üretimdeki refahı yerine risklerini artıran, geleceğini karartan bu politikalar hangi akıl ve mantıkla savunuluyor, gerçekten anlamak mümkün değil.
Sonuç olarak, çiftçilerin üretim girdilerindeki ciddi artışlar karşısında yetersiz kalan mısır alım fiyatı tarım sektörünü zora sokmuştur. İktidarın tarım politikaları, çiftçilerin ekonomik sıkıntılarına duyarsız bir yaklaşımı yansıtıyor. Gelecek yıllarda sağlıklı bir tarım üretiminin sürdürülmesi için çiftçilere daha adil ve sürdürülebilir destekler sağlanması gerekmektedir. Aksi halde, ülkenin gıda güvencesi ve tarım sektörü büyük bir tehdit altında olacaktır.”